Bir tabak semizotu

A -
A +

"Off ya! Hanım piknikte mangalda et yesin, biz burada şu ota talim edelim. Reva mı bu?.."

Kırgız yazar Cengiz Aytmatov bir romanının ismini "Gün uzar yüz yıl olur" vermiş. Zamanın ve mekânın insanın ruh haline göre nasıl farklı duygularla değerlendirildiğine çok güzel bir örnektir.
Ben de derim ki bazen yaşanan bir anlık hatıra; insanda bir ömür boyu sürecek  kadar müthiş bir tesir bırakabiliyor... Yaşadığım şaka gibi ama aynıyla vaki olayı anlatmaya çalışayım dilim döndüğünce... Siz semizotunu bilir misiniz? Anadolu'da "soğukluk" da derler. İnsan nefsi işte... O gün canım semizotu çekti. Yaşadıklarımı okuduğunuzda "çekene değil çektirene bak" da diyebilirsiniz...
Benim de öyle oldu... Semizotu bulabileceğim düşüncesiyle ilk gördüğüm lokantadan içeri giriverdim. Kapıdan girer girmez, daha masaya geçip oturmadan "buyurun hoş geldiniz" diyen garsona sordum: "Semizotu var mı?"
Garson semizotu da dâhil hiç yemek kalmadığını söylediler... O an enteresan bir şey oldu. Biz garsonla bu konuşmayı yaptığımız sırada yan masadaki iki müşterinin şaşkın bakışlarıyla kesişti gözlerim... Sonra da o iki müşterinin masasında duran bir tabak semizotunu fark ettim. Ve de henüz dokunulmamış gibiydi... Bir tuhaf oldum. Ama ne yapabilirdim ki... Geri dönüp gidecekken o an o iki kişi bendeki bu isteği görüp kendi masalarındaki bir tabak semizotundan feragat ettiler. Güler yüzlü lokanta çalışanları da bu ikramı kırmamam gerektiğini söyleyerek beni bir tabak semizotuyla yan masaya misafir ettiler. Tekliflerini geri çeviremedim.
Ve bir tabak semizotu bir anda o masadan benim masaya "takkk" diye geliverdi. Ben semizotuna kaşığı daldıracakken bana ikramda bulunan iki kişiden bir tanesinin konuşmasını duydum. Diyordu ki:
- Abi ben tövbe ettim!
- Hayırdır kardeşim niye?
- Abi az önce aklımdan ne geçirmiştim biliyor musun?
-Ne geçti?
-Off ya! Hanım piknikte mangalda et yesin, biz burada şu ota talim edelim. Reva mı bu şimdi?
Görüyorsun değil mi? Şimdi Cenab-ı Hak onu da elimden aldı...
Benim semizotuna canımı çektiren... Hiç aklımda yokken o lokantaya yönümü döndüren... Lokantada başka yemek kalmayacak derecede müşteri sevk eden... Tabağındaki semizotunu "ot" diyerek hakir gören gence böyle bir ibret izhar eden Rabbime şükürler olsun... Ne ben, ne de o genç bu hatırayı ömür boyu unutacağız...
         H.E.-İzmir

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.