Kötü haberin küçüğü de büyüğü de çabuk ulaşırmış. Aileme gönderilen bu haber onları harekete geçirmişti. Babam birkaç saat sonra beni almaya geldi. Bu defa küçük bir valizle değil bana ait tüm eşyalarımla dönüyordum. Aklayıp paklama için annem ve ablam beni bekliyordu. Komşu abla, komşu teyze, bahçeye kurulan çamaşır kazanı... Tam tekmil hazırlanmıştı. Arabadan indiğimde kendimi bir an kaymakam gibi hissettim. Bitler meğer neymiş... Sayelerinde bu ilgi bu iltifat... Böyle düşünürken bir anda irkildim. Komşu ablanın elinde bir makas vardı. Bitli bir saçın karşısında bir makas duruyorsa, bu hayra alamet değildi. Attığım çığlık tüm hayallerimi suya düşürdü. Bir kere kumpas kurulmuştu. Beni tabureye oturtarak sırayla nasihat vermeye başladılar. Bu sözler, saçımı kesmek için beni kandırma yöntemiydi. Ben o makası sırma saçıma asla gönüllü değdirmezdim. On iki yıl hiç makas değmeyen saçıma nasıl kıyardım? Ben 'Sultan'dım, adımı da saçımdan alıyordum. En büyük korkum saçlarımın yok olmasından çok "Sultanlığımın" yok olmasıydı. Ancak babam dedi ki: -Sen benim her zaman sultanımsın ama bitli sultan olur mu hiç? Sen bitlerden kurtulmazsan, adın "Bitli Sultan"a çıkar! Gönülsüzce "peki" anlamında salladığım kafamı sonunda makasa teslim etmiştim. Ancak, her atılan makasta ağıdım şiddetleniyordu. Bütün ayrılıklar benim için gözyaşı demekti ki, bu defaki ayrılığım çok farklıydı... -Kızım o saçların kökü sende, yine uzar. Daha gür ve güzel büyür. Annemin teselli sözleri beni biraz olsun rahatlatsa da, saçlarıma makas atıldıkça moralim yeniden bozuluyordu. Zira sultanlığımın simgesi olan saçlarım yerlerde sürünüyordu... Kesme işlemi bittikten sonra sıra saçlarımı gaz yağına batırılmış tarakla taramaya geldi. Gaz yağına batırılan tarak saçlarıma işliyordu. Petrol kökenli bu keskin koku, burnumun direğiyle birlikte bitleri de kırıyordu. Aynı anda, kıyafetlerim ve yatak takımımdaki bitler de çamaşır kazanında kaynatılarak yok ediliyordu. Taburede güneş altında saatlerce oturdum. Taranan gaz yağlı saçlarımdan tek tek bitler düşüyordu. Onları parmaklarımın arasında sıkarak, kesilen saçlarımın intikamını alıyordum. Büyük operasyon (!) banyoda son bulmuştu... O akşam ilk defa saçlarımın ucunu ensemde hissettim. Başımı koyduğumda yastığa yayılan saçlarım benimle değildi. Başımdaki hainler yüzünden kaybettiğim sırma saçlarımı artık sadece rüyalarımda görebilecektim. Sevgi Korkusuz-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00