Biz arkadaş değil miyiz?

A -
A +

“Hastanedeki durumuma göre iş yerini arayıp bilgi verecektim...”

 

 

 

O gün kendimi iyi hissetmedim. İşe giderken yolda biraz sendelediğimi, başımın dönüyor gibi olduğunu hissettim. Bir yokladım şöyle kendimi aklım şuurum yerinde ama biraz kendime hâkim olamıyorum.

 

Ne yapsam ne etsem, dedim. Şöyle çevreme göz ucuyla baktım. Koskoca caddede herkes işinde gücünde... Bir yakınımı arayıp telefon mu etsem? Biraz oturup şurada dinlensem mi? Ya da iki sokak ötede bulunan hastaneye bir gidip kendime baktırsam mı?

 

Hem ne yapacağıma karar vermeye çalışıyor hem dengemi koruyup yürümeye çalışıyorum.

 

Böyle de bir huyum var benim öleceğimi bilsem kimseye “ben şu hâldeyim şöyleyim” diye anlatmak istemem. Kimseye yük olmak istemem. Kimseden bir şey istemem...

 

Bu böyle olmayacaktı... Yürümekte biraz zorlanmaya başlasam da iki sokak ötedeki hastaneye gitmeye karar verdim. Hastanedeki durumuma göre iş yerini arayıp gelip gelemeyeceğim hakkında bilgi verecektim.

 

Ufak bir yer yaşadığımız şehir. İnsanlar birbirini tanıyor. Hâliyle biz de altmış yaşını aşmış bir kimse olarak hem çevremizi tanıyor hem çevremizce tanınıyoruz.

 

Neyse hastaneden içeri adım attığımda çehremdeki ifadeden kapıda beni karşılayan görevli hemen acile seslendi.

 

-Şöyle otur amca, dediler. İki dakikaya kalmadan da tekerlekli sandalye ile bir hemşiremiz geldi. Beni sandalyeye oturtup acile tansiyonuma bakmak üzere götürerek biraz dinlenmeye aldılar.

 

Tam o anda hiç ummadığım bir şey oldu... Baktım iş yerindeki arkadaşım... Tepemde dikiliyor... “Geçmiş olsun! Buradayım merak etme, ben şimdi her şeyle ilgileneceğim” diyor. Nasıl duygulandım, nasıl sevindim. Nasıl bir ferahlık yayıldı yüreğime anlatamam. Hemen tanıdığı hekim arkadaşına ulaştı. Oradan hastaneye çağırdı. Ona rica etti, buna rica etti tabiri caiz ise hastanede herkesi bana yönlendirmeye çalıştı.

 

Ama ben ona haber vermemiştim ki? Kimseye haber vermemiştim. Nereden haberi olmuştu da daha ben hastaneye yeni gelmişken o da hemen ardımdan gelmişti...

 

Meğer çevrede benim hastaneye gittiğimi görenlerden ona haber verenler olmuş. O da nasıl bir arkadaş, nasıl bir dost ise hemen her işi bırakıp acilen hastaneye koşturmuş.

 

Kendisine mahcup bir eda ile ama gerçekten çok memnun bir şekilde teşekkür ederken “niye zahmet ettin” dedim. “Biz arkadaş değil miyiz?” dedi...

 

     Fahri Dizi-Ordu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.