Boy dersen boy yok. Saç dersen kafasında saç yok. Para dersen beş parası yok... Ama bir konuşması var tereyağlı baklava gibi... Bir gülmesi var fırından çıkmış sıcak simit gibi... Bir yürüyüşü var keklik gibi... Değme babayiğitler ardından yetişemez. Epeydir görüşmüyorduk. Bayramda hâlini hatırını sorayım, dedim. Meğer memlekete yerleşmiş. Şaka gibi geldi. İnanamadım. İstanbul dar geldi de Yalova'ya taşındım, diyordu gülerek. Şimdi de Yalova dar gelmiş olmalı ki memlekete taşınmış. Daha geçen yaz evlenmişti oysa. Üçüncü evliliğiydi. Dayanamadım sordum: -Evlilik ne oldu peki? -Bitti. Gülsem mi üzülsem mi? Hiç de lafı eveleyip gevelemiyor. -Şimdi gerçekten memlekette misin? -Bahçeye bakan eski ahşap evin çardağında fındık atıştırıyorum. -Nereden çıktı şimdi bu memleket işi? Üçüncü hanımla da problem yaşadığına göre... -Sorun falan bilmem ben. Kimseye de darılmam. Kafam kaldırmadı mı "eyvallah" derim. Dinledikçe hayret ediyordum. Onun da ihtiyacı varmış konuştukça konuştuk. Şarj sinyal vermeye başlayınca bitirdik. Kulaklarım kızarmış. Kollarım ağrımış. Her bir evliliği ayrı bir roman olur inanın. En iyisi size en son anlattığından başlayım. Şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim, biz evlerimizde bir sorun olduğunda ne yapacağımızı bilemeyiz. İkinci bir evlilik çoğumuz için hayal bile değildir. Allah göstermesin ayrılık olsa bunu daha düşünce olarak bile kaldıramayız. Psikolojik travma yaşarız. Ama bu kel kafa nasıl bir insandı ki 3. evliliğinden söz ederken "ödev bitti" gibi rahat konuşuyordu. Daha enteresanı madem evlilik ona göre değilse, 4. evlilik için altmışına merdiven dayadığı halde 18'lik delikanlı gibi niçin yeniden hayaller kuruyordu? Hayal ne kelime; affedersiniz. Girişimlerde bulunuyordu!.. En iyisi ben yorum yapmadan onun anlattıklarını size nakledeyim. Şimdi var sayın ki, telefondaki o. Bakın neler söylüyor... Kimin hakkında mı? Tabii ki dördüncü evlilik için heyecanlandığı memleketlisi hanım hakkında. Sözünü kesmeyelim bizim ihtiyar delikanlının he... Dinleyelim. Bakalım ne diyor: "Benim de ona sevdam var idi. Lakin o beni gerçekten seviyor idi. Kasabaya gideli dört ay oldu. Bir gün markete ekmek almaya gittim. Birisini gözüm ısırdı. E yıllardır ayrıyız memleketten. Ama bu kadını ben sanki daha önceden tanıyorum. Ben öyle düşünüyorum. Derken yüz yüze geldik. Adımı şıp diye söyleyiverdi. Sesinden tanıdım. Bu Zeliş idi. İçim cız etti. (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00