"Bize ne oldu böyle?.."

A -
A +

Zeliha Hanımların evinin önünde park etmiş kamyonu görünce şaşırdım. Bir nakliye kamyonuydu... Çiçekli bir bahçesi, bahçesinde havuzu, kenarında eyvanı... Cennetten bir köşe gibi güzel bir evdi... Hani insan komşularını merak ediyor... Neyse kahvaltı yaptık. Çoluk çocuk pazar gezmesine gidecektik. Otobüs durağına doğru ilerlerken kenarda duran bir kız çucuğuna yaklaşıp sordum: -Kızım kim taşınıyor? -Bilmiyorum. Galiba kırmızı Mersedesli amcalar. -Aa? Onlar değildir. Yanlışın vardır. İnanamadım. Otobüsümüz gelince de binip Üsküdar sahiline çay içmeye gittik... Kırmızı Mersedesli Amca dedikleri bizim Zeliha hanımlardı... Çok zenginlerdi. O villayı bir buçuk milyon dolara trink para verip almışlardı. Kocasının ne iş yaptığını bilmiyorduk ama sormak da olmuyordu. Paralı adama ne iş yapıyorsun denilir mi? Bir gün evlerine gitmiştim de saray yavrusu dedikleri gibiydi. Bir giydiğini bir daha giymez, bir yediğini bir daha yemezdi. Zeliha hanım yeni gelindi. Bir yaşında da bebeği vardı. Çok da mutluydu. Öylesine mutluydu ki anlatılamaz... Doğrusu böylesine varlıklı bir hayatımın olmasını ben de isterdim. Biz, "Ay başı gelse de maaş alsak" diye beklerken onlar bizim bir ayda aldığımızı nerdeyse bir günde harcıyorlardı... Olamazdı... Taşınanlar onlar olamazdı... Hem mademki taşınacaklardı da altı ay öncesinde böyle bir yere niçin gelip yerleşsinlerdi ki? Hem Zeliha Hanımla konuşmuştum bir iki kere. Hiç de öyle bir şeyden bahsetmemişti bana... O gün sahilde çayımızı içtik, çocuklar ip atladılar, top oynadılar. Boğaz'dan geçen gemileri seyrettik ama benim aklımda hep o nakliye kamyonu ve Zeliha Hanımlar vardı... İkindiye doğru eve geri döndüğümüzde kamyon gitmişti. Şöyle bir baktım ki o Cennetten bir köşeye benzeyen ev gerçekten tamtakır kalmıştı... Sanki kendim taşınmış kadar üzüldüm. Kimseye de bir şey soramadım. Kimseler de yoktu ortalıkta... Bir gün beş gün derken bu taşınmanın kokusu çıkmıştı... Nasıl üzüldüm bilemezsiniz... Meğer Zeliha'nın evlendiği adam, kaçakçı dedikleri türden biriymiş. Kaçakçı ne demekse? Bilmem etmem. Adamı yakalamışlar. Tutuklamışlar. Üzerlerindeki eve haciz gelmiş. Ne ev kalmış ne kırmızı Mercedes... Ya Zeliha? Zavallı kızcağız kucağında bebeğiyle babasının evine dönmüş. Külkedisi misali... Allah Allah... Şimdi o kızın hali ne olacak? Bir anda bolluk... Bir anda yeniden yokluk... Bir varmış bir yokmuş... Buna bu yeni gelin nasıl dayansın? Bize ne oluyor böyle anlamıyorum... Eskiden zengini zengin, fakiri fakirdi. Orta hallisi orta halli... Şimdi insanlar birden zenginleşiyor. Zenginler birden fakirleşiyor. Kim ne zaman ne oluyor belli değil. Böylesi oynak bir dünyada insanda sinir mi kalır, ahlak mı merhamet mi? Allah sonumuzu hayır eylesin. Amin... Zeynep Yağızlı-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.