Babam korunacağımız bir yer arıyor. Biz bir torba gazeteyi soğukta korunmak ve okumak için çalışıyoruz. Biraz sonra babam gelmişti. Camları kırık, harabe bir dükkân bulmuş. Ana cadde üstünde bir yer... Dışarıdan içeriye ulaklar gönderiyor rüzgârla şimdi Manyas... Âdeta diyor ki: "Siz benden kaçmaya çalışın bakalım. Daha elimdesiniz. Karanlık çöktü mü benim devrim başlar bu sokaklarda!.." Âdeta, "evet, efendim" diye tasdik ediyordu Manyas'ı, direk lambasının ışığıyla parıldayan ve rüzgarla hafif hafif sallanan, sarı renkli asma kilitler... Rüya mıydı bu bilmiyorum ama "korkmayın" diyordu âdeta. Beni okuyun. Dinlemeyin onları beni okuyun... Öyle de yapmış annem... Biz sabah kalktığımızda o hâlâ okumaya çalışıyordu yazıları. Bizi de öyle uyutmuş. Söylediğine göre nöbet tutmuşlar. Bir babam uyumuş, annem okumuş. Bir annem uyumuş babam okumuş gazeteyi sabaha kadar... Amcam sabah namazına kadar unutmuş... Veya kim bilir unutturulmuş. Sabah geldiğinde binbir özürler diliyor. Onlar ise "Sen bize öyle güzel bir gün yaşattın ki" diyorlar. "İstesek evsizlerin halini bu kadar yakinen öğrenemezdik. Ayrıca bu kadar ilmi bir arada göreceğimiz gazeteyle tanışmaz, onu yalnız kalıp böyle okuyamazdık..." Amcam merakla baktı. Şaşkın şaşkın sordu: "Ne oldu akşam? Ne gazetesi?" "Sonra anlatırız" dedi annem ve babam. Sevgiyle gülümsediler: "Sadece şunu bil, sende suç yok. Üzme kendini. Unutturan o, takdir eden o" dediler... Kısa zaman sonra kardeşim bir trafik kazasında vefat etmişti. Metanetle karşıladı annem babam. Demek ki buna hazırlamış Allahü teala onları. Sanki hızlandırılmış vaziyette sabır dersi almışlardı. Ama ben çok yalnız hissediyordum kendimi. Çünkü aynı zamanda yakın arkadaşımdı o benim. Benden iki yaş küçüktü kardeşim. Bir daha ne Türkiye gazetesini gördüm ne de okuyanla temasım oldu. Ailem belki bir yerlerden temin ediyordu ama ben onlardan uzakta, okulda okuduğum için bu ortamı bulamadım. Evlenip ev bark sahibi olduğum zamana kadar da demek ki o gazete bir şekilde bana ulaşamamış olacaktı. Şimdi 34 yaşındaydım. Çok şükür evim var arabamız var. İki de çocuğum var. Ama gönlümün bir yerinde hep bir şeyler noksandı hayatımda... Bunun sebebini bir türlü bulamıyor içimde tarifini yapamadığım bir üzüntü yaşıyordum. İşim gereği Cumartesileri çalışmıyorum. Böyle denk gelen bir günde komşum sesleniyor bana. Yaşı seksene merdiven dayamış biri. En üst katımda oturuyor. Garip huyları var adamın. Ya da bana öyle geliyor... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00