"İnsan gazetelerde okuyup televizyonlarda izlerken sanki kendinde hiç olmayacakmış gibi geliyordu."
Hayatım Roman'da geçen seçimler öncesi ibretlik bir hatıra okumuştum. Şimdi sizlerle paylaşacağım ibretlik olay da inanın o hatıranın sanki bir benzeri... Nereden bilebilirdim o hatırayı okurken bu olayın bir benzerinin benim çevremdeki kişilere de olacağını...
Malum, şimdi insanlar bilse de bilmese de iki şey hakkında yorum yapmaktan çekinmiyor. Bunlardan biri siyaset, ikincisi de dinimiz. Her ikisi hakkında da herkes her şeyi biliyor (!)
Tatillerde memleketim Konya'ya gittiğimde, beyimin eniştesi ile halası bir de kayınbabam ne zaman bir araya gelsek; güya usturuplu bir lisanla ve entelektüel boyutta başlarlar benim kişisel görüşlerim, siyasal kanaatlerim ve kültürel inanışlarım hakkında ileri geri laf üretmeye... İsim vermeden söz söylemeye bayılırlar...
Oysa benim fikrim de belli, görüşüm de belli... Lakin ben yine de geleneğimize göre gelin olduğum için onlarla fikir kapışmasına vb. hiç girmiyor, duymazlıktan, görmezlikten, anlamazlıktan geliyorum... Susuyorum.
Susuyorum ama üzüntümü gelin bir de bana sorun. Kendi aralarında konuşuyorlar güya... Ama aslında sözler bizzat bana söyleniyor. Ne cahilliğim kalıyor, ne gericiliğim...
Kendileri hem devletin bütün imkânlarını kullanıyorlar, köprüsünden, hızlı treninden, ulaşımından, maaşına kadar... Sonra gelgelelim, sanki faydalanan onlar değilmiş gibi ver veriştir, say sayıştır... Bir hararetli konuşmalar ki sormayın gitsin...
Kendi kızları bile, eşine verilen özürlü maaşından faydalanırken, bu nasıl bir anlayıştır? Öyle ki karşılarına aykırı fikirli biri çıksa da bir şey söylese, dünyayı ayağa kaldırırlar... Kayınbabam da keza böyle...
Gün geldi geçti, bir gün beyimin eniştesi arabayla kaza yaptı. 6 ay hastanede kaldı. Şimdi omurilik felci oldu, yatağa ve hanımına bağımlı yaşıyor... Halamıza gelince o da nasıl olduysa bir gecede rahatsızlandı, apar topar İstanbul'a gidip ameliyat yatağına yattı. Kayınbabama gelince Allah korusun geçtiğimiz ay kalp krizi geçirdi. Damarın biri açılmış, biri açılmıyormuş. Rabbimden hepsine acil şifalar diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor...
İnanın yüreğim acıdı, yüreklerimiz yandı. Hikmetinden sual olunmaz. Ne demişler: "Mala mülke mağrur olma, deme 'var mı ben gibi?'/Bir muhalif rüzgâr eser, savurur harman gibi..."
"Konyalı Gelin"