Bizim Recep Aga

A -
A +

“Ayazağa’da eski kereste ve ahşap malzeme satan bir depoda yattığı mekânda yangın çıkar...”

 

 

 

Adı Recep Caner’di. Hızarda odun kesme ustamızdı. Bekârdı, depoda kendisine tahsis edilen yerde yatar kalkardı. Derbeder bir adamdı. Nevi şahsına münhasır bir kişilikti, insanlara ismiyle hitap ederken ikileme yapar sonuna da “bey” sıfatı koyardı; mesela “Asan Asan Bey” veya “Üseyin Üseyin Bey”, “Halil Halil Bey” gibi...

 

Babaeski’nin Dokuzhöyük köyünden (Annesi Karahalil köyünden), 1940 doğumlu, 40-1 tertip olarak Sarıkamış’ta askerliğini yapmıştı. Terhis olduktan sonra da memleketine dönmüştü. Askerlikten birkaç yıl sonra, yaşıtı olan bütün arkadaşlarına "sefer görev emri" gelmiş ve hepsi de birliklerine teslim olmak için yola çıkmışlar. Ancak bizim Recep Caner’e bir türlü sefer görev celbi gelmemiş. Bu duruma bir anlam veremez. “Ben birliğimin en iyi, en başarılı askerlerinden biriydim. Önce beni çağırmaları gerekirdi. Bu işte bir hata var mutlaka. Vatansever insana celp gelmese de birliğine gitmek düşer…” diye düşünerek bilet almaya bile gerek duymadan atlar Sarıkamış’a giden trene. Doğal olarak kondüktör, trende herkese yaptığı gibi onun da yanına gelip bilet kontrolü yapmak ister ve “Biletinizi görebilir miyim?” der. Kafasını kaldırıp kondüktöre şöyle bir bakar ve şu manidar cevabı verir:

 

“Ne bileti be yav! Tren hökümatın treni, asker hökümatın askeri. Ben birliğime sefer görev emri için Sarıkamış’a gidiyorum...” Kondüktör, bu sözler karşısında hiç sesini çıkarmaz.

 

Nihayet birliğine ulaşır, çıkar komutanının karşısına ve “Ben geldim komutanım” der. Komutan şaşırır ve “Hoş geldin de biz sefer görev celbi çıkarmadık ki sana Recep” der. Bizim Recep Caner’in cevabı ders gibidir: “Benim gibi vatanseverler davet gelmese de gelir, bana burada kesinlikle bir ihtiyaç vardır kumandanım...”

 

Komutan bu cevap karşısında duygulanır. Onuru kırılmasın diye bir müddet birlikte tutar onu. Sonunda görevin bitti artık diyerek memleketine gönderir... Gönderirken de boş göndermezler bizim Recep’i. Bu etkileyici olayı öğrenen subay ve erler kendi aralarında ciddi bir para toplayıp cebine koyup öyle yollarlar.

 

Bu güzel ruhlu insanın, bizden sonra çalışmaya başladığı Ayazağa’daki, eski kereste ve ahşap malzeme satan bir depoda yattığı mekânda yangın çıkması sonucu vefat ettiğini öğrendik. Ruhu şad olsun...

 

     Hüseyin Akarçeşme

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.