"Bu adam bizi takip ediyor!.."

A -
A +
"Koşacak gücüm kalmadığı için bir banka oturdum, kardeşime gitmesini işaret ettim..."

O gün küçük kardeşimle birlikte markete gitmiştik. Bir şeyler alacaktık. Kendimizce birkaç şey aldıktan sonra marketten çıkıp evimize doğru yürümeye başladık... Bu arada arkamızdan gelen adımların ritmik atışından birinin bizi takip ettiği hissine kapıldık.

Yoksa bir adam bizi mi takip ediyordu? Ya da bize mi öyle geliyordu?

Birkaç adım attık ama doğrusu ben aldırış etmedim. Metanetimi korumaya çalıştım. Ama kardeşim çok telaşlanmıştı...

Bu arada doğruyu söylemek gerekirse arkamızdan gelen ayak sesleri biz gittikçe uzaklaşmıyor aksine arkamızdan devam ediyordu... 

Kız kardeşim de sürekli çekiştiriyor, korkmuş bir ses tonuyla fısıldıyordu:

"Abla lütfen koşalım... Bu adam bizi takip ediyor!..''

Nispeten ıssız bir sokaktaydık. Kardeşimin korkusu bendeki metaneti de gidermişti. Daha fazla dayanamadım ve koşmaya başladık...

Koşmaya eş olarak kalbimiz de küt küt atmaya başlamıştı...  Eyvah şimdi yandık işte... Şaşkınca, istikametimizi de kaybederek sokaklarda koşmaya başlamıştık... Adam da peşimizden koşmaya devam ediyordu...

Neydi bu başımıza gelen? Gittikçe artan tedirginliğimiz korku dağlarına dönüştü... Ağlamamak için kendimizi zor tutuyorduk. Daha da tedirgin olarak hiç bilmediğimiz sokaklara dalmıştık. Nereye gidiyorduk?

Sokak bizi bir pazar yerine çıkardı. Kendimizi pazar yerinde bulunca biraz rahatladık... Nihayetinde imdat isteyebileceğimiz insanlar vardı...

Kalabalığın arasına karışarak biraz bekledik. Çok şükür o görünmüyordu... Tam kardeşimle eve doğru ilerlerken adam bu sefer daha da hızlı bir şekilde bize doğru koşmaya başlamasın mı?

Kardeşimle tekrar depara kalktık ama ne kadar koştuysak da adam arayı kapatıyordu.
Koşarken de garip sesler çıkartıyor, bir şeyler söylemeye çalışıyordu.

Sonunda koşacak gücüm kalmadığı için bir banka yığıldım kaldım. Kardeşime gitmesini işaret ettim. Kardeşim kolumdan tutup beni çekiştiriyordu. Tam o sırada adam da gelip kolumdan tuttu.

Garip garip sesler çıkartıyordu. Ağzının etrafında yaralar vardı. Belki de bu yüzden konuşamıyor ne dediği anlaşılmıyordu. Elini cebine soktu. Cebinden bir cüzdan çıkarttı.
Bu benim cüzdanımdı. Markette düşürmüş olmalıydım. Adam da buraya kadar meğer cüzdanımı vermek için ardımızdan gelmişti. Mahcup bir eda ile ona teşekkür ederek eve döndük ama unutamayacağımız bir macera yaşamıştık.
Sümeyye Arı-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.