Bu bakış ablaya ait olamazdı

A -
A +

“Şimdiye kadar yaşadığım hiçbir heyecan bu an yaşadığım kadar beni etkilememişti”

 

 

 

Önce Bakırköy ardından Tokat Yetiştirme Yurdunda yaşadıklarımı anlatmaya devam ediyorum.

 

Ve yıllardır görmek istediğim ve görmediğim o yüzü gördüm… Hayal edip de çıkartamadığım o yüz çıktı karşıma…

 

“Bak sana kardeşini getirdim” dedi ihtiyar. Pencereden bakan kadının, bizi görünce gözleri dehşetle açıldı:

 

“Geldiniz mi? Kapıyı açıyorum” diyebildi.

 

Allah’ım bu nasıl bir telaş? Nasıl bir heyecan? Nasıl bir panik? Bir gördü beni gözleri dehşetle açıldı… Bu, abla olamazdı… O anda yaşadığım duyguyu tarif etmem de kelimelerle imkânsız…

 

Hani bir koku, bir bütünün parçası seni alır götürür ya… İşte öyle bir duyguydu yaşadığım… Sanki yıllar yılı yarım kalan bir yanım şimdi tamamlanmış gibiydi… Ama hissiyatımın adını koyamıyordum… Dile getiremiyordum…

 

Sadece şu var ki kalbim bir başka çarpmaya, gönlüm bir tuhaf dalgalanmalara sahne oluyordu… Şimdiye kadar yaşadığım hiçbir heyecan bu an yaşadığım heyecan kadar beni etkilememişti… Şimdiye kadar hissettiğim her şey bir tarafa şu an hissettiğim bir tarafaydı… Bu karmakarışık duygular içerisindeyken demir kapı da açıldı… İçeri buyur etti her ikimizi…

 

Ziya Amca içeri girerken bana söylemediği ama kendisinin yaşadığı tedirginliğin zirvesini tek kelimeyle dile getirdi:

 

“Gitti mi?” diye sorabildi.

 

Ben bu tedirginliğin benden dolayı değil, kendisinden dolayı olduğunu zannedecektim o an… Çünkü enişte bey ile Ziya Amca arasında bir limonilik var zannediyordum… Gerçi bu kadar limoni olduğu bir adamın evine ta Tokat’tan gelmek için niye bu kadar can atmıştı ki? O da ayrı bir muammaydı…

 

Bizi, özellikle beni görünce kimyası değişen kadıncağıza “bak sana kardeşini getirdim” dedi.

 

Ama kadıncağız Ziya Amca’yı duymuyordu bile… Bana ayaküstü bir sarıldı ki tarif edemem… Hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı…

 

Ben ağlamıyorum… Aksine benim üzerimde “rahatsız mı ediyorum?” diye bir his var. Çünkü az önce Ziya Amca’nın eve gelirken yaşadığı tedirginlik ve endişeden rahatsızlık veriyorum duygusu etkilemiş beni.

 

Ayrıca daha “kim kimdir, kim kimin neyidir?” olaylar kafamda oturmamış… “Ablam” diye tanıttığı bu kadıncağız Ziya Amca’ya cevap verirken bile benimle meşguldü. Evde küçük çocuklar vardı… Elimi öptüler… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.