Ne ailesinden kimseyi tanırdım ne evine gitmişliğim vardı. Ama kendisiyle yıllardan beri süren bir dostluğumuz vardı. Kısaca söylemek gerekirse Hayri Ağabey eski mahalleden samimi arkadaşımdı. Bir gün Çatalca'dayım. Evde oturuyorum. Bir telefon geldi. Baktım Hayri Ağabey: -Efendim Hayri Ağabey? Telefonda kızı vardı. Dedi ki: -Ziya Abi babamı kaybettik. Bir hoş oldum... İnna lillah ve inna ileyhi raciûn... Rahmetli bir zamandır akciğerinden rahatsızdı. Hastalık eriyip bitirmişti kendisini. Evinde benden de söz ediyormuş ki dostları arasında bana da telefon edip haber vermek istemişler. Hemen atladım arabaya, Zeytinburnu'na cenaze evine geldim. -Telefon ettiğiniz Ziya benim. Başınız sağ olsun. Kızı ağlıyordu. "Babam sizi çok söylerdi. Sizi çok severdi" diyordu. Teselli etmeye çalıştım. Mekânı Cennet olsun... Rahmetlinin cenaze namazını Zeytinburnu'ndaki camide kıldık cenaze arabasıyla Habipler Mezarlığına gidiyoruz. Üç dört arkadaş benim arabaya bindik cenaze arabasını takip ediyoruz. O gün de kar yağmıştı. Habipler Mezarlığına doğru yollar bata çıka gidiliyordu. Habipler mezarlığına giden var mı bilmiyorum, o kadar büyük bir mezarlık alanı çevirmişler ki ucu bucağı görünmüyor... Abartmıyorum mezarlıkta 20-25 tane cenaze arabası vardı o gün... Kar yağmış ortalık çamur içersinde... Cenaze arabamız önde biz arkasında... Derken mezarlığa geldik. Cenaze arabası mezarlığa geldiğine göre ben de arabayı park edecek bir yer kolladım. Az ileride bir boş yer gördüm. Arabadan arkadaşlar indi. Ben de arabayı park edecek ve konvoya katılacağım. Ben arabayı park edene kadar bir de baktım cenazeyi araçtan indirmişler, sırtlamışlar, tepeye doğru çıkartıyorlar. Hem de ne çabuk? Hemen bata çıka seğirttim. Geçtim tabutun önüne. Omuz verdim. Millet de bir kenarından tutuyor. Geldik mezarın başına... Tabutu açtık. Ben de yakın arkadaşı olduğum için bizzat defin işine nezaret etmek istiyorum. Ama etrafta bir tuhaflık var. Bakıyorum ne cenaze için gelenlerden tanıdık bir kimse var, ne de beraber geldiğimiz arkadaşları görebiliyorum. Bu arada cenaze defin anı... Pek bir şey yapılamıyor. Yani olaylar insanı sürüklüyor. O ara yaşlı bir adam geldi tabutun başına. Dedi ki: -Son bir kez yüzünü görmek istiyorum. Hemen ileri atıldım: -Hayır göremezsiniz. Uygun değil. Benim kararlılığım üzerine ihtiyar kenara çekildi. Ama bu arada yanı başımda birinin beni göz hapsine aldığını fark ettim. Bu işte bir gariplik vardı ama ne?!. Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00