Bu kadar acımasız bir insan!

A -
A +

İstemesem de zaman zaman Mustafa'yı kütüphanelerde görüyordum. Niçin kütüphaneleri çok sevdiğini sorunca, bana her şeyden önce parayla gazete almaktan kurtulduğunu, ayrıca İsveç'e gelmeden önce Ankara'da Amerikan Kütüphanesi'nde tercüman olarak çalıştığını, bu arada başının Türk sivil polislerle derde girdiğini, Türkiye'den kaçtığını ve bir daha Türkiye'ye dönemeyeceğini söyledi. Her şey apaçık ortadaydı. Mustafa ile ilişkilerim gittikçe soğudu. Onunla sadece kütüphanelerde karşılaşıyordum. Bu karşılaşmaların birisinde onu hep kütüphanede gördüğümü, geçimini nasıl sağladığını sordum. Bana kendisinin çalışmaktan nefret ettiğini, o yüzden çalışmadığını, geçimini bir hastanede hemşire yardımcısı olarak çalışan nişanlısının sağladığını söyledi. Ben de bir kişinin ücretiyle iki kişinin geçiminin zor olduğunu söyleyince, nişanlısının aslında zengin bir ailenin evlâtlık kızı olduğunu söyledi. Her şey apaçıktı. Nişanlısının ailesi Mustafa'nın çalışmamasından çok rahatsız olmuşlar. Fakat çok uğraşmalarına rağmen, Mustafa'yı çalışmaya ikna edememişler. Nişanlısının ailesi de çaresiz kalınca, köpeklerini sabah akşam günde birer saat ücretle gezdirmesini önermişler. Önce Mustafa bunu da istememiş ama sonra günde yarım saat gezdirme konusunda anlaşma sağlamışlar. Mustafa bütün bunları bana "ağır bir iş yapıyormuş" gibi, yana yakıla anlatıyordu. Sonra ne mi oldu? Merak ediyorsunuzdur. Mustafa nişanlısını çocuk yapmaya ikna etmiş ve kız hamile kalmış. Hem de ikizleri olacak... Mustafa ne yapsa beğenirsiniz? Nişanlısına babasının bankadan parasını çekerek Avustralya'ya kaçmayı ve orada doğum yapmayı, eğer cesareti varsa babasını da zehirlemesini söylemiş. Bu kadar acımasız, bu kadar menfaatçi, bu kadar hodkâm bir insandı... Eğer insan demek mümkün ise... Tabii zavallı kız bu tür şeylere alışkın değil. Korkmuş. Durumu ailesine anlatmış. Ailesi de ihbar olarak polise anlatmış. Uzun bir incelemeden sonra Mustafa'nın sınır dışı edilmesine karar verilmişti. Mustafa İsveç'i terk etmeden önce beni telefonla aramıştı. Bana eninde sonunda İsveç'e geri döneceğini, çünkü iki tane aslan gibi çocuğunun yakında doğacağını ve onların ileride babalarını İsveç'e getirteceklerini söylüyordu. Mustafa daha doğmamış çocuklarından yardım alacağını ve ileride ne yapıp edip mirasa konacağını hayal ediyordu. Kim bilir, hayat bu, belki de saf nişanlısını ikna etmişse, Avustralya'da buluşmuşlardır. Osman Nuri Yıldırım-Antalya Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.