Bu nasıl bir anlayışmış böyle?

A -
A +

Bir aile büyüğümden dinlemiştim. Bir Kur'an kursu macerasını şöyle anlatmıştı: Kur'an kursuna götürmüştü babam ama yüzünde bir tedirginlik vardı. Tembihlemişti: Oğlum, orada sana Kur'an-ı kerim öğretecekler. Ama orada kendi ismin dışında kimseye de bilgi vermeyeceksin, tamam mı! Kurs dediğimiz, hoca efendinin evinin bir odasıydı... Sınıfta epeyce çocuk vardı. Babamla hoca efendi konuşurken bir ara denildi ki: "Eğer kursu polis basacak olursa evin üst tarafındaki avlu kapısından binayı terk eder, evinize gidersiniz." Çocuk aklımla polis konusunu anlamamıştım. Dersler iyi gidiyordu! Bir gün gene kursa geldim. Ders başladıktan bir süre sonra, dış kapıyı gözetleyen çocuk nefes nefese içeri girdi. "Hocam, polisler" dedi. Telaş ve korkuyla cüzlerimizi kapıp üst kapıya koştuk. Sonra bütün hızla binayı boşalttık. Polisler gelmişler kimseyi bulamayınca gitmişler. Aradan ne kadar zaman geçti bilemiyorum. Gözcü çocuk, gene aynı şekilde gelerek polisleri haber verdi. Ama bu kez polisler arka kapıyı da öğrenmişti. Hepimizi topladılar. Yaşlarımız 6 ila 10 arasında. Bu çocukların ruhlarında kopan fırtınayı, herhalde pedagoglar daha iyi yorumlar. Tembihli olduğumuz için bizden bilgi alamadılar. Hoca efendi de: "Ben bunların hiçbirini tanımam! Bana gelen çocuklara Allah rızası için, Kur'an öğretmeye çalışıyorum. Başka da bir bilgi ve maksadım yok!" dedi. Kitaplarımızı bir çuvala doldurmaya başladılar. Hocamız çok üzüntülüydü. Polisin biri raftaki bir kitabı çuvala atmak üzereyken, Hoca efendinin bulunduğu yerden kitabın üzerine öyle bir atlayışı vardı ki âdeta uçmuştu. Kitapla beraber yere yuvarlandı. Yalvararak: "Ne olursunuz, bu kitabımı olsun almayınız!" dedi. Ama gelenlerde, yalvarana karşı merhamet duygusu yoktu. Baş polis olduğunu zannettiğim adam hoca efendinin yanına gelerek elinden kitabı çekti. Hoca da vermemekte direnince, omzuna öyle bir tekme attı ki, hoca bir tarafa, kitap bir tarafa fırladı. Adam yerden kitabı alıp çuvala atarken, bir evladı elinden alınan annenin feryadı gibi ağlamaya başlayan o hocanın hali ciğerlerimizi dağladı. Hepimiz avazımız çıktığı kadar ağlamaya başlamıştık. Dershane bir anda ana baba gününe dönmüştü. Polisler de, artık burada işlerinin bittiğine kanaat getirdiler herhalde ki, çekip gittiler... Daha sonra, babamdan kursun mühürlendiğini duyduk. Kur'an eğitimimi benzer şartlar ve sıkıntılar içinde başka hocalara giderek tamamladım... Sait Yolaçan-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.