Bu nasıl bir vicdansızlıktır?

A -
A +

Ramazan-ı şerifin ilk günü... Eve erzak, öteberi almak için, annemle birlikte alışverişe çıktık. Sanki herkes sözleşmiş gibi aynı saatte çıkmışlar alışverişe... Öyle kalabalık var ki, insanlara çarpmadan geçebilmek için yaptığımız manevralarla, bir sporcu kadar efor harcamışızdır zannediyorum. Oruçluyuz, aç ve susuzuz, hava hayli sıcak... Açlık ve sıcaktan vücut direncimiz tükenmek üzere. Annem biraz rahatsız olduğu için torbaları onun taşımasına müsaade etmeyip hepsini ben taşıyorum. Ufacık ellerime sığdırdığım ağır torbaları taşımakta güçlük çekiyorum, zor adım atıyorum. Bir ara çantama birilerinin çarptığını hissettim. Ama o kalabalıkta, üstelik bir de onca ağırlıktaki torbalarla boğuşurken, dönüp çantayı kontrol edebilmek ne mümkün? Güçlükle poşetleri taşıyorum. Nihayet eve vardık. Apartmanın önüne gelip torbaları kapının önüne bıraktım ve ardından anahtarımı almak için çantamı açtım. Ne göreyim? Cüzdanım yok! Çalınmış! Hayatta ilk kez başıma gelen bu olay karşısında, bir an ne yapacağımı şaşırdım. Şoktaydım âdeta... Telaşla içeri girip poşetleri bıraktıktan sonra, "acaba düşürmüş olabilir miyim?" diye umutsuzca yolları arıyorum... Ama yok, yok... Zaten alışveriş boyunca cüzdanımı hiç çıkarmadım ki, bütün parayı annem ödüyordu. Nasıl düşsün? Çaresiz eve geldim. Bir öğrencinin cüzdanını çalmak, hem de mübarek ramazan-ı şerifte... Üstelik de cuma günü. Nasıl bir vicdana sığar? Cüzdanımın içinde kimliğim, banka kartım, fotoğraflarım, önemli bilgilerim... Her şeyim gitmişti. Ya kimlik kartımı alıp suç teşkil edecek yerlerde kullanırlarsa? Ya fotoğraflarımı alıp uygunsuz yerlerde teşhir ederlerse? Banka kartımdaki öğrenim kredisi olarak aldığım borç paramı kullanırlarsa? Bütün bu düşünceler bir bir, ardı ardına beynime üşüşüyordu. Bir de o gün, aylardır internetten takip etmekte olduğum Türkiye gazetesine, ailemi ikna edip yeni abone olmuştum. Abonelik ücretini de ayırıp cüzdanıma koymuş, ertesi gün gelecek olan dağıtıcıya ödeyecektim. Böylelikle o para da gitmiş oldu. Olayın şokunu atlatamamış bir halde, sinirlerim boşalmış olmalı ki birden ağlamaya başladım. "Of ya... Nereden geldi başıma böyle bir olay?!." Annemin ve ablamın tesellileri biraz etki etti. Olayın şokundan kurtulup kendime geldim yavaş yavaş. Bu arada iftar da yaklaşmıştı. Birden kendi kendime: "Ne diye oflayıp pufluyorsun ki? Niçin elini açıp dua etmiyorsun? Böyle sızlanmak neye yarar?" diye düşündüm. Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.