Gün boyu kafama takıldı bu Şeref ismi... Öğleyin hanımı aradım. Sesi çok mutluydu: -Hayatım tahmin ettiğim gibi yanlış isim soy isimmiş. -Eh aman öyle olsun... Akşam her şey normal gözüküyordu. Ama fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Hanım her akşamki gibiydi ama fark ettim, icra konusunu özellikle kapatmak ister gibiydi. Sürekli başka konular açıyordu. Ama onun her tedirgin hali bende yüz kat endişe meydana getiriyordu. Hele yalan... Ne amaçla olursa olsun nefret ettiğim yalan... En sonunda dayanamadım: -Bak hanım. Hayat arkadaşlığına yeni başladık. Şu an görüyorum ki benden bir şey saklamaktasın. Bu yuvayı birlikte kurduk. Birlikte devam ettirecek isek bu beni de etkileyecek durumdan benim de haberdar olmam lazım değil mi? Koltuğa öyle bir çöküşü vardı ki içim acıdı. İlk kez şahit olduğum titrek bir sesle cevap verdi: -Seni çok seviyorum. Yuvamızın yıkılmasını istemiyorum. -Ama benden saklıyorsun? -Yıkılmaması için... Saklanan yuva yıkacak bir konuysa zaten yıkılsın bu yuva. Değilse niçin saklıyorsun? O hıçkırıklara boğuldu... Ben çaresizdim. Biraz ağlamasına izin verdim. Sonra "Eğer benden gizlemezsen, sana yardımcı olabilirim" dedim. Teselli ederek destek olmaya çalıştım. Ondan yana olduğumu hissettirdim. Anlatmaya başladı. Benimle evlenmeden önce, dairede Şeref adındaki bir mesai arkadaşı için bankadan kendisi 36 ay vadede geri ödemeli kredi çekip ona vermiş. Adam krediyi bir iki ay ödedikten sonra ödemez olmuş. Hesap temerrüde düşmüş ve icra takibi başlamış. Şimdi icra takibinde vatandaşlık numarası girdiğinde kişinin ev adresi de kayıtlarda çıkıyor. Böylece banka bizim eve hanımın adına icra takibi başlatmış. Miktar da az buz değil. İcra masraflarıyla falan 17 bin lira... Resmiyette adamla bir ilgisi yok. "Bana iftira bu" dese bir de suçlu duruma düşecek yani. Tamamen hanımın kendi adına çektiği bir kredi. Şimdi anlamıştım. Birkaç defa, telefonda birileriyle "bu ne biçim arkadaşlık" gibi üstü kapalı konuşuyordu. Ben de arkadaşlarıyla konuşuyor sanıyordum. Meğer o Şeref'in kardeşine söylüyormuş. Bir çare bulmalarını istiyormuş. "Ben artık evlendim. Durum ortaya çıkarsa yuvam yıkılır" diyormuş. Ama şerefsiz Şeref'in hangi batağına sahip çıkacak ki aile?. Şeref batakçının tekiymiş. Evliymiş bir oğlu bir kızı varmış. Bizim hanımla da dairede abi kardeş arkadaş. Çok efendi, halim selim görünüyormuş ama etrafına üçer beşer bin lira takmış. Kendi ailesine dahi illallah dedirtmiş. Bizim hanıma da o zaman ağlamış sızlamış. "Yuvam yıkılacak" demiş. Kendi kredi sicili bozuk. Bizim hanım da acımış, krediyi çekip vermiş. Birkaç ay sonra evleneceği kimin aklına gelir. Derken işte biz tanıştık ve evlendik. Eşim o zaman bana bu olaydan hiç söz etmedi. Bence etmeliydi. Böyle haberim olmamalıydı. Aslında bu evlilikten çok da memnundum. Ama bu durum beni mahvetti... Ne kadar inansam da içimi bir kurt kemiriyor. Acaba? Gittim Şeref'in abisini buldum. Şeref'e zaten ulaşılmıyor. Adam kardeşinden nasıl dert yandı. "Bu ilk kez gelmedi başımıza" diyor. "Yuvanızı yıkmayın biz o borcu yeniden yapılandıralım da ödeyelim" dedi. Hatta banka hukuk servisini yanımda aradı. Bilgilerini verip ödemeyi taahhüt etti. Adamın yeri yurdu da belli. Ama bilemiyorum sonumuz ne olacak? Tamam belki hanım bir yuva yıkılmasın diye merhamet etmiş. Ama birkaç ay sonra kendi evlendi. Şimdi kendi yuvası tehlikede. Çünkü ben bu evlilikten soğudum... > Rumuz: "Çaresiz"-Konya Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00