"Bu ne güzel kız böyle?"

A -
A +

Dilek Ablam hasta annesine iğne yapmamı isteyen, fakir müşterisinin isteğini kabul etmiş ve akşam dükkânı kapattıktan sonra verilen adrese gitmiş gördüğü manzara ile şaşırmış kalmıştı. Dilek Abla öyle söyleyince o odada ne gördüğünü doğrusu çok merak etmiştim. Anlatmaya devam etti: -Odadan içeri girdiğimde bir divan ve divan üzerinde oturmuş halde bir kız çocuğu duruyordu. Bu minik kız, dizine koyduğu yeşil yastık üzerinde Kur'an-ı kerim okuyordu. Enteresan olanı yastık benim hediye ettiğim yeşil yastıktı... Kur'an-ı kerim okuyan minik kız da spastik özürlüydü. Ah özürlü çocuk sahipleri... Ah toplumun yanlış tutumu... Maalesef birçok özürlü aile toplumun bu yanlış tutumu sebebiyle çocuklarını pek göstermek istemezler. Bu anne de o duygudaydı demek ki... Benim o odaya girmemi belki bu duyguyla istememişti. Oysa artık günümüzde ailelerin bu hâli ayrıca kendilerine problem etmemesi gerekiyordu. Ben şaşkınlığım geçince dedim ki: "Bu ne güzel kız böyle, bu odadan nur fışkırıyor." Hiç düşünmeden ağzımdan bu cümleler dökülüvermişti. Benim o çocuğun o hâlini hiç yadırgamadığımı gören annesi de rahatlamıştı. Dedi ki: "Dilek Hanım, Şükran sizin hediye ettiğiniz yastığa o kadar çok sevindi ki... Her gün size dua ediyor." Şükran'ı sevdim, sevdim... İğne yapmaya geldiğimi unutup epeyce onunla kaldım. Sonraki günlerde anneannesinin iğnesi bittiği halde bile arada sırada uğrayıp Şükran'ı ziyaret ettim. Sevilmek, ilgilenilmek ona iyi geliyordu. Ama aslında Şükran'ın mutluluğu bana çok iyi geliyordu. Yıllar sonraydı... Bir gün Şükran'ın annesi geldi. Memleketleri Kayseri'ye taşınıyorlarmış. Eşya kamyona yüklenip yola çıkmış bile. Onlar da gideceklermiş. Ama Şükran demiş ki: "Dilek Ablamı son bir kez görmek istiyorum." Annesi "tekerlekli sandalyeyi yukarı çıkaramadık. Sana zahmet olmaz ise Şükran'la vedalaşmak için siz aşağı gelir misiniz?" dedi. Nasıl üzüldüm gidecek oluşlarına... Çünkü Şükran benim moral kaynağımdı... Ama şu an ayrılık vaktiydi... Dükkânı öylece bırakıp koşarak aşağı indim. Şükran ile veda edişimi, ayrılık sahnesini anlatsam şimdi yine ağlarım, onun için gerisini sen tahmin et." Komşum Dilek Ablamın bu hatırası beni çok etkilemişti... Çünkü o, memnuniyetsiz bir müşterisine sabretmiş. Ama bu sabrı ile günahsız bir sabinin sevincine vesile olmuştu. "Belki yarın ahirette bir kazancım olacaksa o yavrunun dualarıyladır" diyordu. Onun için esnaflığımı her şeye rağmen ben de çok seviyorum. İnsanlardan gelen sıkıntılara katlanmaya çalışıyorum... M. Küçük-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.