"Bu ne pervasızlık muhtar?"

A -
A +

Annem tarlada düşüp bayıldığında panikledim. Tam o anda gördüm ki babam da geliyor. Annemi o halde görünce koştu geldi. Birlikte elini yüzünü yıkadık. Sakinleştirdik. Ama babam fena paniklemişti. Annem kendine geldiğinde nefretle konuştu: -Hani satmamıştın? Bu inşaat malzemeleri de mi yalan? Niye yaptın bunu bize Şükrü? Babam aksine öfkeden kuruyan dudaklarını yalıyordu: -Yemin ediyorum benim bir şeyden haberim yok! Babamın telaşlı hâli bende de tedirginliğe sebep oldu. Bu neyin nesiydi? Köyün muhtarlığına yöneldiğinde annem ve ben de babamın yanında yer aldık. Muhtara durumu anlattığımızda o da şaşırdı. Öğrendik ki akşama doğru geleceklermiş. Babam dedi ki: -Anneni eve götür gel. Kimmiş bu adamlar bir bakalım. Annem eve giderken ısrarcı olmasa da yine de babamı suçluyor, "inanma ona, gene kimbilir nasıl bir yalan uyduracak" diyordu. Annemi eve götürüp tarlaya döndüğümde vakit de ikindiye yaklaşmıştı. Az sonra tarlaya doğru damperli bir kamyon, bir beyaz kamyonet ile geldi. Yüreğimiz güm güm atmaya başlamıştı. Araçlarından indiler. İki adam, kamyon şoförüne talimatlar veriyorlardı. Kendilerinden ne kadar da eminlerdi. Babamla biz önlerine geçtik: -Arkadaş hayırdır, ne işiniz var sizin bizim tarlamızda? Adam da şaşırmış haldeydi: -Hayırdır, dedi. Siz de kimsiniz? -Nasıl biz de kimiz? Biz bu tarlanın sahibiyiz arkadaş. Asıl siz kimsiniz? Adam ellerini beline koydu. Bir babama bir bana alaycı bir tebessümle cevap verdi: -Beyler akşam akşam hiç şakanın sırası değil. Bu tarlaya ben üç ay önce 340 bin lira tiko para saymışım. -Kardeşim bizde dalga geçer gibi bir hâl var mı? Buraya nerden geldiniz bilmiyoruz ama biz buralıyız. Eğer siz bize şaka yapmıyorsanız ve buraya döktüğünüz çakılı makılı alıp gitmezseniz, biz jandarmaya gideceğiz!.. -Siz kimi korkutuyorsunuz be! Gidin! Jandarmaya değil Genelkurmaya kadar yolunuz var. Adamların hiç laf anlayacağı yoktu. Hatta damperli kamyona da bir yandan yaklaşmasını söylüyordu. Bu bağırış çağırış üzerine birkaç köylü ve de muhtar olay yerine gelmişti. Muhtar elbette babamı iyi tanıyordu. Babam dedi ki muhtara: -Ya bu ne pervasızlık böyle muhtar? Bu adam gelmiş düpedüz tarlamı işgal ediyor. Adam da muhtara gayet rahat cevap verdi: -Muhtarım ben buraya para saydım ve aldım. Muhtar dedi ki: -Arkadaş para saymış olabilirsin. Bak bu işin aslı tapudur. Bu adam bu tarlanın sahibidir. Siz bu tarlayı aldığınıza dair tapu gösterebilecek misiniz? (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.