Bu teşhisi nasıl koydun?
15 Temmuz 2014 01:00
"Hastayı Akhisar Devlet Hastanesine yönlendirirken riske atmamak için devlet hastanesini de aradım..."
1984'lü yıllardı. Manisa Gördes'te muayenehane açmıştım. Bir gece askerden yeni gelmiş bir genci getirdiler. Karın ağrısından kıvranıyordu.
"Muayenehaneme geçin, ben de geliyorum" dedim. Gece 03:00 filan. Bir doktora gitmişler ama gastrit teşhisiyle verilen ilaç ile şikâyet geçmemiş.
Delikanlının şikâyetlerini dinlerken verdiği bilgilere göre şikâyet gastrite benzemiyordu. "Akşam yemek yemiş miydin?" dedim. Gece geç saate kadar yiyip içtiğini de öğrenince apandisitten de uzaklaştım. Çünkü apandisit iltihaplanmasında vücut 7-8 saat öncesinde iştahı otomatikman keserdi. Üniversitede hocamız anlatmıştı.
Gencin şikâyeti testis torsiyonuydu. Yani testisin kendi etrafında dönmesi ile damarlarının testisin kan dolaşımını sağlayamaz duruma gelmesi haliydi. İlk 8 saatte tanı konulmaz ve cerrahi tedavisi yapılmaz ise testis kanlanamadığı için çürüme yani kangren ortaya çıkar ve genç, erkeklikten kesilirdi.
O yıllarda Gördes'te sadece dâhiliye doktoru vardı. Kaldı ki bu hastayı üroloji cerrahının hem de vakit geçirmeden ameliyat etmesi gerekiyordu. Dedim ki:
"Hemen bir taksi tutun. Doğruca Akhisar Devlet Hastanesine gidin. Sakın vakit kaybetmeyin."
Durumu anlatıp acilen cerrahi müdahale yapılması gerektiğini söyledim.
Hastayı Akhisar Devlet Hastanesine yönlendirirken riske atmamak için devlet hastanesini de aradım. Çünkü oraya varıldığında teşhis konulmakta zorlanılırsa, üroloji cerrahı önceden çağrılmazsa filan hasta için geç kalınırdı.
Akhisar 90 km falandı. O yıllarda bir buçuk saat filan sürüyordu. Muayenehanemden hastaneyi arayıp telefona çıkan hemşireye kendimi tanıtıp durumu anlattım:
-Bu hastanın hemen ameliyata alınması gerekir. Ama bu hastaya üroloji doktoru bakması gerekir. Geç kalırsa kangren olur. Hasta yolda geliyor. Doktor arkadaşa lütfen bu şekilde iletin.
Sağ olsun hemşire hanım sözümü ciddiye alarak durumu doktora iletmiş. Doktor "amma da atmış. Bu vaka binde bir ancak olur" filan demiş ama yine de işini hafife almayıp hastaneye gelmiş.
Hasta gelip de muayene edince teşhisim doğru çıkıyor ve hastayı hemen ameliyata alıyor. Ameliyattan sonra beni arayıp "bravo o teşhisi nasıl da koyabilmişsin" demişti. O yıllarda tahlil, röntgen, MR gibi cihazlardan çok hastanın söylemlerine göre teşhis koymak daha ön plandaydı.
Dr. İsmail Maraş-İstanbul