“Egodan kurtulmak ve onu yönetebilmenin en önemli yolu açgözlü olmamaktır.”
Kısa boylu sıska birisi, pidecinin önünde vitrindeki pidelere bakar. Bu durum pidecinin dikkatini çeker. Adamı içeri davet eder. Adam içeri girmek yerine pazarlık teklif eder:
“Benim kaç pide yiyebileceğimi hesapla parasını da şimdi söyle!”
Pideci adama şöyle bir bakar “bu adam yese yese iki pide ancak yer” diye düşünür sonra da on pide parası ister. Adam kabul eder.
Garsonlar hemen masayı ayarlar. Müşteri getirilen pideleri yemeye başlamıştır. Bir iki sekiz dokuz on derken pideci bir litrelik galonu silme suyla doldurup müşterinin önüne iter. Müşteri elinin tersiyle kupayı iterken “dur bakalım babam bizde yemek yarı olmayınca su içilmez” der.
***
İnsanlar hep çitin öbür tarafındaki çimlerin daha yeşil olacağına şartlanmıştır. Hâlbuki çitin öbür yarısından bakıldığında da çitin bu yarısı yeşil gözükür.
Hep zengin olmanın yollarını ararız. Nice gerçekleşmesi imkânsız arzularımız vardır. Bir de dizginlenemez egomuz.
***
Cebel-i Tarık taraflarında bir beldeye bazı göçmenler gelmiştir. Bu kimseler kısa sürede buranın ticaretini ele geçirir. Sonra güvenlik sisteminin kilit noktasına da adamlarını getirirler. Bu durum mevcut yönetimi zora sokar. Çünkü güvenlik zaafı oluştururlar.
Durum böyle devam etmez. Önce halk bunları dışlamaya başlar. Sonra yönetim sürgün kararı alıp hepsini toplar. Botlara bindirip Akdeniz’e indirir.
Bunlardan bir kısmı Anadolu’ya çıkar. Diğerleri her tarafa dağıldı. Açlık ve zorluk çekmezler. Gittikleri yerin ticaret sistemini ele geçirmeyi bilirler.
Anadolu’ya çıkanlardan bir gezgin Kayseri taraflarına yerleşir. Akşehir tarafından gelen Hoca ile yolları kesişir. Hayvan alım satım sebebiyle Hoca bu gezgine borçlanır.
Bir zaman sonra gezgin alacağını istemeye gelir. Hoca onu iyi karşılar. Ama iş ödemeye gelince “ben borcumu yapılandırdım” der. Gezgin “nasıl yani?” deyince Hoca “senin paranı çabuk ödeyebilmek için” der. “Tarlamın kenarındaki dikenleri kesmedim. Davar sürülerinin yünleri dikenlere takıldıkça onları toplayıp ip yapıp satacak senin paranı ödeyeceğim” der. Gezgin öyle bir kahkaha atar ki Hoca “yoksa ödemeyi erkene mi aldım?” diye tereddüt eder. Ancak şunu söylemeyi yeğler: “Buldun peşin parayı atarsın kahkahayı!..”
Mustafa Ali Mahdum