Hemşireler çekinerek doktoru çağırıyor. Doktor komaya giren oğlumu görünce apar topar ameliyata alıyor. Tahlil tektik yok... Kafasını iki taraftan açıp kapatıyor. Ciğerparem hayata veda ediyor. Hastanede savcı, doktordan davacı olabileceğimi söyledi. "Biz de ihmal görüyoruz" dedi. Fakat davacı olmadım. Çünkü düşüncelerim farklıydı. Bu arada hatıranın başında anlattım mı bilmiyorum; bisikletle duvara çarpıp kafa travması yaşayan oğlumu iki kız itmiş. O sebeple dengesini kaybetmiş. Ama bizden gören yok. Aradan bir hafta geçmişti. Dayanamıyordum. Çıldıracak gibi oluyordum. İnançlı bir kimseydim. Mütevekkil değilmişim ki intihar etmeye kalktım. Son anda kurtardılar. Artık plan yapıyordum. Doktoru da, buna sebep olan iki kızı da bir punduna getirip öldürecektim. Hepsini aynı anda yapmalıydım. Doktor ile beni görüştürmediler. Samsun'da hemşire olan ablam, yaptığı hatayı doktorun yüzüne bir bir vurunca demiş ki: -Çok üzgünüm. Sanki kendi oğlumu kaybettim. Davacı olacaksanız da altı ayı geçmez. Bu arada ben bütün planlarımı yapmıştım. Uygulamak kalmıştı. Oğlumu kaybedeli on dört gün olmuştu. İki hafta bile değil. O kızların galiba anneannesi Trabzon'da hastalanmış. Telefon açmışlar "gelin" diye... Onlar da dört kardeş, otomobil ile yola çıkmışlar. Yolda bir TIR'ın altına giriyorlar. Aileden sağ çıkan yok. Doktora gelince, doktorun da on beş yaşında oğlu trafik kazası geçiriyor. Kendi oğlunu da kurtaramamış. O kızlar da zaman içerisinde evlendiler. Gittikleri yerde görmedikleri şiddet kalmamış. Şu an ikisi de baba evine dönmüş. Bilemiyorum. İlahi takdir. Ama biz Allah'ın her şeye kadir olduğunu görmüyor, kendi kendimize sağa sola saldırıyor intikam peşinde koşuyorduk. Nihayet ilahi takdir bize de kendini öyle bir gösterdi ki sesimiz kesildi. 22 yaşında öğretmen kız kardeşim, hafta tatilinde evde aniden yere düşüyor. Maalesef kurtaramadık. Hiçbir hastalığı da yoktu... Bunları anlatmamdaki amaç eğer bunları yaşamasaydım, bu işin sonu çok kötü olurdu. Hem hapislerde çürüyecek, hem de Allah'ın verdiği canlara kastettiğim için ahiretim mahvolacaktı. Şimdi yaş ilerledikçe gerçekleri görüyoruz. Şimdi olsa o hataları yapmazdım. Ağlar sızlardım. Çünkü evlat acısı zor. Fakat Allah'tan geldik yine ona gideceğiz. Keşke olmasaydı. Çünkü onlar da sevdiğimiz insanlardı. Dileğim şu ki Rabbim kimseye kaza bela vermesin. Evlat acısı vermesin. Bayramınız mübarek olsun... "Bir dağıtıcı" Beşiktaş-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00