Rahmetli dedem, babam ve anneannem tekrar bindiler otomobile ve çıktılar yola. Gerisini babam anlatıyor: "-Strasbourg'dan Oyonnax'a yol boyu ben soruyorum onlar cevap veriyor: -Şurada konakladınız mı? -Yok... Biraz gidiyoruz... Soruyorum: -Burada konakladınız mı? -Bu istasyondan yakıt almış idik. Hemen giriyorum istasyona. -Burada çöp möp attın mı? Yaşlı adam tam hatırlayamıyor. Dudak büküyor. Bu demektir ki istasyonun çöp konteynırlarını alt üst edeceğiz. İstasyon yetkililerine durumu anlatıp izin istiyor çöpleri karıştırıyorum. Bizim çöp yok. Biniyoruz otomobile devam... Nerede durduklarını tam bilemeseler de tahminen "şurası olabilir" dediler mi hemen dalıyorum. Piknik alanı, lokanta, dinlenme tesisi fark etmiyor...Oyonnax'a varıp geri dönüyoruz... Yok... Bizim çöp poşeti yok... Tabii içinde her ikisine ait olan pasaportlar, oturma kartları, nüfus cüzdanları vs. yok...Bir ara ağzımdan çıkıyor: -Çöp poşetinde kimlik bilgileri saklanır mı? Kaynanam: -Hırsızlar çalmasın diye çöpe poşetine benzetmek kabahat midur? Oni baban atti. -Nerden bileceğum da... Çöp poşeti ne yapılır? Çöpe atılır. Ben de öyle yaptim Allah Allah -Kavga etmeyi bırakın... Ben izne gidemeyeceğinize üzüldüğüm için yani... -Nedenmiş o? -Kimliksiz yola çıkılır mı? Şimdi bu poşeti bulamazsak asıl o zaman sıkıntıyı göreceğiz... Her ikinize de sil baştan önce kayıp ilanı vereceğiz... Sonra da konsolosluğa gidip müracaat edeceğiz... Sonra sıraya geçeceğiz.. Uf ki ne uf... Belki aylarca çıkmaz pasaportlar... -Bak sen şu işe ya? Nerden de attın oni poşete be hanım? -Ben oni poşete attım, sen oni çöpe attın? Hangimiz atmışız söyler misun? Bu arada bir parkın önünden geçiyoruz. İçeri girişler ücretli... Diyor ki kayınpeder: -İşte şöyle bir park yerinde durmuştuk çay için. Hemen fren yapıp geri geliyor parka yöneliyorum. Giriş için geçmiş gün 10 Frank mı 20 Frank mı ne para ödüyoruz. Girip dolaşıyoruz... Yok... Tekrar çıkıp yola koyulacakken kayınpeder sesleniyor: -O sağ taraftaki yeşil konteynırın yanındaki karartı poşet olabilir. -Hangisi? -Demin girdiğimiz parkta. -Ya babacığım, parktan çıkmadan söyleseydin ya. Şimdi tekrar girişte bir daha mı para ödeyeceğiz?.. -Körevliye söylerız... Poşet arıyoruz deriz. Kapıya yöneliyorum. Görevliye durumu anlatıyorum: -Beyefendi biz demin de gelmiştik. Gezmeye değil çöp poşeti aramaya geliyoruz... Bizden bu seferlik para almasanız. Adam kılık kıyafetimize bakıyor. Çöp poşeti arayacak tipte insanlara benzemiyoruz. Şüpheleniyor. Devamı yarın Tuba Şahin - Strasbourg / Fransa Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00