Cimri Durmuş'un yumurta hesabı!

A -
A +

Yıllar önceydi... Stockholm'da bulunduğum dönemde, bir taraftan Millî Eğitim Bakanlığı adına okullarda Türk çocuklarına öğretmenlik yaparken, diğer taraftan da Stockholm Belediyesi'nde sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyordum. İzlemekte olduğum bir ailenin altı kız çocuğu vardı. Ayrıca, evlenip boşanmış, dul kalmış ve tekrar aileye sığınan iki kız kardeş ve onların iki çocuğu da cabası. Bunlara ek olarak, aileyle birlikte yaşayan yaşlı bir de nine vardı. İsveç'te bu şekilde on üç kişilik başka bir aile olması mümkün değildi... Bu kadar kişinin aynı evde yaşaması da... Her ne kadar belediye en büyük evi bu aileye tahsis ettirmişse de yine de sığmaları mümkün değildi. Bunun üzerine Stockholm Belediyesi iki büyük daireyi birleştirerek bu aileye tahsis etti. Bu aile, İsveç'e Türkiye'deki bir köyden gelmişlerdi. Evin reisi Durmuş isimli biriydi. Kız kardeşlerinin başka bir eve taşınmasını istemiyordu. Çünkü onlar çalışıyor para kazanıyor, Durmuş ise onların gelirine de el koyuyordu. İsveç'e yeni gelen araç telefonunu lüks aracına bağlatıp en gelişmiş elektronik cihazlarla evini donatıp bir ağa gibi yan gelip yatıyordu. Aileyi görev gereği ziyarete gittiğimde çoğunlukla salonda uyur bulurdum. Bir keresinde kendisini uyarmak istemiştim. Hastalıklara ve ani ölümlere neden olabileceğini söylemiştim de: "İnsanlar uyuya uyuya büyür, uyuya uyuya ölür" demişti. Çocuklar okula aç gidiyorlardı. Kimse kahvaltı hazırlamıyordu. Çünkü evdeki hanımlar erkenden işe gidiyordu. Ayrıca, eve süt ve yumurta gibi kahvaltılık yiyecek alınmıyordu. O kadar cimriydi ki... Kahvaltılık yiyeceklerin alınmasını önerdiğimiz zaman, sadece yumurta ve süt için günlük ödeyeceği parayı, önce otuz ile sonra on iki ayla, sonra da İsveç'te kalacağını düşündüğü on seneyle çarpıp toplam kaybedeceği parayı (!) bulup bize o parayla İstanbul'da bir daire alınabileceğini söylüyordu. Gerçekten de daha sonra, geldiği kentte bir iş hanı yaptırdığını öğrenmiştik. Belediye çaresiz, İsveçli bir bayanı aileye yardım etmek üzere görevlendirdi. O bayan her gün erzakı alıp eve götürüyor hatta pişirip çocuklara yediriyordu. Ayrıca evi temizleme görevi de bu kadına aitti. Buna rağmen, ailedeki sıkıntı bitmiyordu. İlgili okullar, belediyeler, sağlık ocakları gibi resmî kurumlar bu aileden bıkmıştı. Bir de öğrendik ki Durmuş bir çocuk daha istiyormuş. Eşinin bildirmesiyle belediye ne yapacağını şaşırmıştı. (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.