Çitlembik...

A -
A +

"Böyle güzel insanlar böyle güzel bir gazeteye abone olur da ben bunu sizlerle paylaşmaz mıyım?.."
Bir çarşamba günüydü... Pazar yerinin kalabalığında "şöyle bir çorba içecek yer olsa" diye baktığımızda gözümüze ilişmişti Çitlembik...
Darüşşafaka Caddesi'ndeki Hakikat Kitabevi'nden Fatih Camii'ne giderken iki katlı mütevazı bir yer...
Karadeniz usulü çorbaları ve sarmaları, pek bir hoşumuza gitmişti. Aradan nice zaman geçtiğinde geçenlerde anneciğim "Oğlum beni bir Fatih Camiine götür" deyince, geldiğimiz o caddede camiye yakın park yeri ararken orasını gördüm. Çorbalarındaki lezzet hatırıma geldi. Dedim ki anneme: "Çok güzel çorbaları var, bir çorba içer misin?"
Yürüme zorluğu çeken yaşlı anneme düzayak olduğu için kolay gelmişti. Kapıdan içeri girerken, benim anneme "anne" diyerek iltifat etmeleri gerçekten duygulandırdı beni. Oysa sadece anneme bir çorba içirmeye gitmiştik. Annem çorba içerken o da ne öyle? Bana "bir kahve içer misiniz?" diyorlardı. Doğrusu şaşırmakla birlikte memnuniyetim iki kat arttı...
Biraz sonra işsiz olduğu halinden belli bir adamcağız geldi ve bir çorba istedi. O an içimden "o garibanın çorba parasını da ben vereyim" dedim.
Baktım o insana çorbayı ikram ediverdiler. Meğer böylesi halden de anlıyorlar... Aman Allah'ım burası nasıl bir yerdi öyle? Bu nasıl güler yüz? Dahası insana ne hürmet ne saygı böyle?
Tertemiz tezgâhtaki mis gibi sulu yemeklere ve ızgara çeşitlerine vb. tezgâha göz gezdirirken, karşı terekte baştan başa uzunca bir cümle dikkatimi çekti. Şunlar yazıyordu:
"Biz büyüklerimizden, müşterimize misafir gibi davranmayı öğrendik ve asla misafirimize yemeyeceğimiz yemeği ikram etmeyiz. Umarız lezzetimizden de hizmetimizden de memnun kalırsınız..."
Meğer Çitlembik Akçaabat Köfte Salonu 1973 yılında kurulmuş. Ekmeği ayrı lezzet, et yemeği ayrı... Güler yüzleri ise kaymaklı kadayıf...
Bu güzel insanları Hayatım Roman'da yazsam okurlar mıydı acaba? Daha bu düşünce aklımdan geçer geçmez, sanki gönüllerine doğmuş gibi garsonlardan bir tanesi tezgâhın altından bir Türkiye gazetesi çıkartmasın mı, benden habersiz ve bir başka iş için...
Hemen sordum:
-Abone misiniz Türkiye'ye?
"Aboneyiz" deyince nasıl sevindiğimi anlatamam. Böyle güzel insanlar böyle güzel bir gazeteye abone olur da ben bunu sizlerle paylaşmaz mıyım? Yolunuz düşerse "lezzet neymiş görün" demiyorum, o zaten malum; siz müşteri değil de misafir gibi karşılanmak neymiş onu görün Çitlembik'te...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.