Şefik ile bir daha uzun seneler görüşemedim. Ben PTT'de memurdum. Bir gün yine tesadüfen yolda karşılaştım. Dün ayrılmış gibi kucaklaştık... Beni dükkânına davet etti. -Ya sen bir ara Amerika'ya gidip Amerikan arabaların yedek parçalarını getireceğim, demiştin. Ne oldu o iş? -Ne olacak, şu anda o işi yapıyorum. Hakikaten yedek parça dükkânıydı... İşçileri vardı. Kendisi yazıhane dedikleri bölümde oturuyordu. -Nasıl işler yolunda mı, demiştim de "Çok şükür iyi para kazanıyorum" demişti... Tabii ya adamın rakibi yok. Eskiden yedek parça için ta firmasına sipariş veriliyordu. Artık kaç ayda gelirse... Ama bizim Şefik gitmiş bayilik almış ve yedek parçayı müşterinin ayağına getirmişti. Para kazanmaz mı? Öyle şimdiki gibi hemen rakip dükkân açmak mesele... Herkeste o kadar para nerede? Para olsa bile ha deyince Amerika'ya gitmek orada bayilik görüşmelerinde bulunmak falan uzun ve zor iş... Kafalı adamdı Şefik, dedim ya... Çok sürmemiş zaten piyasada aranan bir marka olmuştu... E adam parayı bol bulunca ne yapar? Har vurup harman savurur... Âlemlere akar... Yer içer... Dağıtır yani... Yook... Şefik öyle değil... Para ayrıdır iş ayrı... Hayat standardı ayrı... Her sabah dolmuşa binip gelir yine işine Şefik... Sabah kahvaltısını işçileriyle birlikte iş yerinde zeytin ekmek ve çay ile yapar... Sözün gelişi tabii ki ama öyle özel kahvaltı seansları falan bilmez... Peki ne yapar bu adam bu parayı? Ne yapacak gayrimenkul alır, işini de zamana göre geliştirir... Şu var ki, bir konuda hassastır... Allah var, zekâtını kuruşu kuruşuna verir... Hiç unutmam, demişti ki bir çay içiminde: "Zekâtını vermediğin mal kangren olur... İnsan nasıl ki sağlıklı kalmak için vücudundaki pis kanı akıtmak durumunda ise zekâtını da verip malının sağlıklı kalmasını sağlamalıdır." Hiç aksatmazdı... Ama bir kere olsun beni alıp da lokantaya götürdüğünü bilmem... Sokakta kılık kıyafetine baksanız sadaka veresiniz gelir. O kadar da bakımsız biridir. Bakımsız derken kirli değil. Bir pantolonun dizine yama vurup giyer misiniz? Ama o giyerdi. Ayakkabısını belki üç dört kez tamir ettirirdi. Cimrilikten miydi, tutumluluk mu, dünya malına önem vermemek mi anlamazdım... Çok zengin olmuş bizim Şefik anlayacağınız... Ama gel gör ki onun da evladı yoktu... Gerçi ben hiç evlenemedim. Şefik ise evlenmiş ama çocuğu olmamıştı... Çocuğunun olmasını çok istiyordu... Para gani ama çocuk sahibi olmaya çare değil... Olmayınca çocuk olmuyordu... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00