'Oyonnax'taki komşu haklıydı' dedi dedem. "Bu kış vaktinde kimse tatile gitmez. İtalya'da gemi memi de olmaz" -Yani siz bu söz üzerine mi gitmekten vazgeçtiniz? -Canım ne vazgeçmesi? "Bugün dinlenelim de" dedik, "yarın kara yoluyla Bulgaristan üzerinden gideriz nasipse." Neyse geri dönüşlerinin sebebi tek bu olsundu. Başka bir aksilik olmasın da... Bir de o yıllarda cep telefonu henüz yaygın değildi. Yıl 1992 -93. Hatta televizyonlar bile tek kanal, o da siyah beyaz... Daha doğrusu insanlar için radyoların henüz önemli olduğu yıllar...Dedemin de bir küçük el radyosu var... Bugün biz nasıl cep telefonunu yanımızdan ayırmıyorsak dedem de el radyosunu cep telefonu gibi yanından ayırmıyordu. Hani koltuğa kurulunca ilk soracağı şey radyosuydu. Zaten şöyle biraz soluklanınca da sordu: -Benim radyo nerde? Verin bakalım da şu haberleri bir dinleyeyim. Anneannem de öylesine cevap verdi: -Ben onu pasaportlarla birlikte poşete koydu idim. Dedem rahmetli bir tuhaf oldu: -Hangi poşete hanım? Macera yeni başlıyordu sanki... Anneannem yine sıradan bir cevap verdi: -Yola çıkarken hazırladığım çöp poşetine... Nasıl yani, yola çıkarken çöp poşeti de ne demekti? Hem çöp poşetinde pasaport mu olurdu? Anneannem açıklık getirdi: -Kızım uzun yola çıkıyoruz... Yolda hırsızı var uğursuzu var... Mola yerinde şurda burda arabayı soyar moyarlarsa... -Eee? -Valizleri falan alıp giderlerse... -Eee? Pasaportlar, oturma kartları, nüfuz cüzdanları da gitmesin diye öylesine bir çöp poşeti hazırlıyorum. Onları çöp diye kimse almıyor. O yüzden bir çöp poşeti hazırlıyorum. İçine biraz kağıt mağıt koyuyorum. Arasına da pasaportları, kimlikleri, oturma kartlarını falan koyuyorum. Radyoyu da onun içine koydum... Dedem yerinden hopladı: -Eyvah ki eyvah! Hepimiz ayağa kalktık. Dedem şok olmuştu. Ama bu sanki radyo için değildi: -Ne oldu dede? -Ben o poşeti gerçekten çöp poşeti diyerek yolda attım. -Nee? Olamaz!.. -Şimdi pasaportlar, kimlikler, oturma kartları hepsi çöpe gitti öyle mi? Bir anda elimiz ayağımız buz kesmişti... Kimliklerin çöpe gittiğine mi yanalım? Kimliksiz tatile gidemeyeceklerine mi? Ne yapacağımızı şaşırmıştık. Vah vah tüh tüh derken babam dedi ki kayınpederine: -Haydi baba, vakit kaybetmeden çıkalım? -Nereye? -Çöp poşetini aramaya... İyi de dedem poşeti nereye atmıştı? Devamı yarın Tuba Şahin - Strasbourg / Fransa