Dayımdan dinlemiştim...

Selahattin dayım, sayılan sevilen, köyde sözü tutulan, çoğu zaman görüşlerine başvurulan ve insanlık için bildiklerini örnek olması amacıyla anlatan ve öğretmeye çalışan büyüğümüzdür. Anlattıklarından ders çıkarılmasını ve örnek alınmasını sever.

 

Yıllar önce bir Ramazan Bayramı’nda kendisine bayram ziyareti için gitmiştim. Bana ve beraberimdekilere yine böyle bir anlatımda bulundu.

 

Dayımın anlattığı, avda sınırı aşmak ve haksız avcılık üzerine idi. Anlatımı şu şekilde idi: “Babam ve Kazım isimli avcı arkadaşı, her yıl olduğu gibi bir kış mevsiminde ava gitmişler. Kısmetlerine ne çıkarsa onu avlamak üzere anlaşmışlar. Bu hayvanların bazılarının etinden bazılarının da sadece derisinden faydalanılır. Deriler, eski zamanlarda genelde satılırdı. Bazı fakirler çarık yaptırırlardı. Anlatacağım günde ikisinin kısmetine dağ keçileri çıkmış. Dağ keçilerinin olabileceği yerler belli. Üstelik kar kalınlığı da 1 metreye yakın. Ava gitme işi, karın biraz fazla yağmasından sonra olurdu. Fazla kar, hayvanların harekât kabiliyetini azaltıyordu. Bu, her avcı tarafından bilinir ve değerlendirilirdi.

 

Dağ keçileri, genelde toplu yaşar ve dolaşır. Aynen davar sürüsü gibidirler. Hamile oluşları dişilerin korunma ve barınmalarını zorlaştırırdı. Çoğu zaman da dişiler avlanırdı.

 

Babam ve avcı arkadaşı, ormanda av için dolaşırlarken bir anda üç dağ keçisi ortaya çıkar. Ortaya çıkan keçiler, çok yakınlarındadır. İkisi birden ağız birliği etmişçesine “İşte nasibimiz ayağımıza geldi” derler ve iki keçiyi avlarlar. Keçilerden bir diğeri ise can havliyle aşağıda bulunan dereye doğru koşar. Dere tarafında omçalar vardır. Hayvan omçalardan geçemez, yani ona engel olunmuştur. Kar kalınlığından dolayı yukarlara da tırmanamaz. Sıkışmış olan dağ keçisi için kendisinden genç olan arkadaşına babam:

 

“Allah bize iki tane keçi gönderdi. Bunlar bize yeter de artar. Sen gençsin git aşağıya, sıkışan keçiyi kurtar, o serbest kalsın” diyor.

 

Avcı arkadaşı aşağıya iniyor. Keçinin sıkışmasını fırsat biliyor ve kendi lehine değerlendiriyor. Üçüncü keçiyi orada kesiyor. Babam buna kızsa da o anda belli etmiyor. Beraberce üç keçiyi yüzüyorlar, parçalayıp bir kısmını saklıyor, bir kısmını da yükleniyor ve yola çıkıyorlar. DEVAMI YARIN