"Devletten gizli iş yapamam!"
24 Eylül 2014 01:00
"Bak Hamit Dayı, bu olayda hiçbirimizin suçu yok. Biz, haşhaş yetiştirecek adam mıyız?.."
Olay yerinden koşup Zeynep Teyzenin evlerine vardığımda, az önce uzun yoldan gelen oğluna nefes nefese olayı anlattım.
"Ahmet Ağabey; Zeynep Teyze epeyce haşhaş yediği için bizim avluda bayıldı. Bekçi Hamit Dayıya yakalandık... Çabuk gidelim, babam çok korkuyor... Tansiyon ilacını istediler."
Çocuk cephesinden görüp anlattıklarıma Ahmet Ağabey anlam veremedi.
"Ne haşhaşı? Baban mı getirdi?"
"Hayır, babam getirmedi; Zeynep Teyze getirdi."
"Allah Allah! Hayriye ne haşhaşı bu?"
Hayriye abla olayı özetlediğinde Ahmet Ağabeyi de aynen babamın vesvesesi sarıverdi. Bir hışım eve vardık. Annesinin koluna girerek eve götürüp olayı ört bas etmeye uğraşıyordu.
"Ah anacığım ah! Yine mi perhizi bozdun?"
"Ahmet, ilacı yoksa hastaneye götürelim. Hâli hâl değil!"
"Evde var..." diyerek lafı geçiştirdi.
Bekçi Hamit'in zihnindeki bulanıklığın çoğalmasından endişe eden babam da onu göndermek için uğraşıyordu.
"Hamit Dayı, biz çaresine bakarız; sen vazifeden geri kalma..."
Onu savuşturmayı başarmıştı ki Zeynep Teyze can alıcı cümleyi sanki itiraf eder gibi sarf etti.
"Hatice, haşhaştan Hamit Efendiye de getir..."
Bekçi Hamit ellerini arkada birleştirerek sorguya başladı?
"Ne haşhaşı? Anlatın bakalım bu durumu..."
Ahmet Ağabey lafa girdi.
"Ya Hamit Dayı anamın kafası gelip gidiyor işte."
"Yok yok! Bu öyle bir şey değil, zaten tansiyon da uydurmaca gibi. Ya bu kadın sarhoşa dönmüş. Tez biriniz doğruları anlatsın!"
Babam daha fazla dayanamayıp tüm gerçeği Bekçi Hamit'in huzuruna serdi.
"Bak Hamit Dayı, bu olayda hiçbirimizin suçu yok. Biz, haşhaş yetiştirecek adam mıyız? Zeynep Teyzenin köylüleri getirmiş. Ayağının altını öpeyim karakola bahsetme? Bizim ne işimiz olur haşhaşla?"
Ahmet Ağabey de aynı tarz bir savunma yaptı. Ara sıra Zeynep Teyzenin saçmalıklarına da kulak kabartarak farklı bir durum olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Annem âdeta yalvarıyordu:
"Hamit Dayı, yalvarırım herifimi karakola alma. Biz ne yaparız sonra?"
Bekçi Hamit düşünceli adımlarla ilerlemeye başladı.
Tam olay sulh oldu derken birkaç dakika sonra tekrar geldi.
"Kusura bakmayın ben devletten gizli iş yapamam" deyiverdi.
Sevgi Korkusuz-İstanbul