Dilenci zannediyor, dünür oluyor!

A -
A +

“Görücüye gittikleri gün, kayınvalidemin annesi ayakları sakat adamı görünce şaşırıyor!..”

 

 

 

Kendini güzel dinimize hizmete, komşularına yardıma, çoluk çocuğuna adayan rahmetli kayınvalidemin evliliğiyle ilgili hatırasını anlatmaya bugün de devam ediyorum.

 

Rahmetli, evlenmek istemediği nişanlısı açıp okusun da kendinden vazgeçsin düşüncesiyle yazdığı mektubunu bir zarfa koyup nişanlısının oturduğu evin kapısı altından atıyor.

 

Mektuba da kendisini kötüleyen yazılar yazıyor. Güya mektubu okuyunca kendisinden nefret edecek ve evlenmekten vazgeçecek. Nitekim amacına ulaşıyor. Çünkü bu mektubu okuyan aile hemen nişanı atıyor. Kayınvalidem de bu evlilikten kurtuluyor.

 

Derken beyninenin kızı, yani kayınvalidemin annesi bir gün çarşıya çıkıyor. Ayakkabı dükkânının önünde ayakları sakat, oturarak yürüyen bir adam görüyor. Cebinden alelacele çıkardığı bozuklukları dilenci zannettiği adamın önüne koyuyor. Adam, şaşkın bir paraya, bir de oradan hızla uzaklaşan hanıma bakıyor. Dilinden bir şeyler dökülse de, bizim kayınvalidenin annesi duymuyor. Adam arkadan öylece bakakalıyor.

 

Bu kişi meğer ayakkabı dükkânının sahibiymiş. Oğlunu evlendirmek için gelin adayı araştırıyormuş. Onlara kayınvalidemi tavsiye ediyorlar. Görücüye gittikleri gün, kayınvalidemin annesi ayakları sakat olan bu adamı görünce o günü hatırlıyor. Büyük şaşkınlık yaşıyor ve o gün yaşananlardan dolayı özür diliyor. Ama nasip işte, kayınvalidemle kayınpeder bu dünürlük sonunda evleniyor...

 

Kütahya’nın merkezinde oturuyorlar. Kendini dine hizmete veren kayınvalidemler diğer şehirlerden gece gündüz fark etmeksizin dinî kitap satmaya gelen misafirlerini evinde ağırlıyorlar. Ev küçük ama kalabalıkları ağırlayabiliyor tabiri caizse genişliyor.

 

Yine Kütahya’ya taşınan bir tanıdık olunca onun kapısını herkesten önce, “bir ihtiyacın var mı?” diyerek çalıyor. Sadece hâl hatır sormakla kalmıyor, gerçekten ilgileniyor.

 

Bir defasında Evlad-ı Resul olan bir aile taşınmış ama şehirde kimsenin haberi yok. Kapı çalınıyor ve bakıyorlar ki tanımadıkları bir hanımefendi, kapıda güler yüzle bekliyor. Kendini tanıttıktan sonra kayınvalidem “bir eksiğiniz var mı?” diyerek taşınmalarına yardımcı oluyor.

 

Yardımseverliğin, birlik ve beraberliğin âdeta bayraktarlığını yapıyor. Allahü teâlâ rahmet eylesin. Âmin!

 

     Mehmet Tuncer

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.