Deprem sonrası günlerdir etkisinden kurtulamadığım kaygı dolu düşüncelerden bir parça da olsa uzaklaşabilme umuduyla okuyucularımızla duygularımı paylaşmaya bugün de devam ediyorum...
Bu hadisenin manevi boyutu da beni çok etkiliyor. Allahü teâlâ herkese aynı şekilde hissettirmiyor. Sallanan yıkılan aynı bina ama herkesin deneyimi birbirinden farklı... Kimi uyuyor hiçbir şey hissetmeden, şehiden gidiyor, kimi inim inim inleyerek. Kimi aç susuz donmuş olarak çıkıyor kiminin önüne bir kavanoz zeytin düşüyor onu yiyerek hayata tutunuyor. Bunlar hep bana ölüm ve kabir hâllerini düşündürüyor. Sanki bu yaşananlar bir provaymış gibi... Ve yine aynı noktaya çıkıyorum. Dünyanın en sağlam evinde de yaşasam depremden güvende olamam, kimse olamaz. Çünkü deprem anında evde olmayabilirim. Sokaktayken bile güvende olamam, belki yıkılan bir binadan başıma tuğla düşer ve bu şekilde biter hikâyem bilemem. Bir yandan da dünyanın en çürük evinde de yaşasam depremden güvende olabilirim çünkü bir vesileyle oradan uzaklaşmış olabilirim. Olamaz mı, olabilir…
Bunu tabii ki “hiçbir tedbire gerek yok her şey kader hiç bakmayalım rastgele yaşayalım” demek anlamında söylemiyorum elbette. Ama bizim bilemeyeceğimiz aklımızın anlayışımızın çok üstünde ve ötesinde olan şeyler de var ve tevekkül de bunun için var...
Çok sevdiğim, Hatay'da doktor olarak görev yapan arkadaşım, deprem anında şükür ki orada değildi. Olsaydı yıkılan evinin enkazı altında kalacaktı, belki de kurtulamayacaktı. Düşündükçe hâlâ hüngür hüngür ağlıyorum ve tam anlamıyla sevinemiyorum bile. Belki de atlattığı tehlikenin büyüklüğünün gölgesinde kalıyor sevincim bilemiyorum. O kadar tarih varken depremden önceki gün yurt dışına çıkmış olması ve bu şekilde muhafaza olunmasını aklım ve mantığım almıyor. İşte aklımın ve anlayışımın ötesi…
Herkesin ölüm zamanı şekli ve nedeni farklı farklı olacak. Aynı anda aynı sebepten ölenlerin bile his dünyalarında bambaşka şeyler olacak. Elinde tesbihiyle vefat eden amca, enkazdan çıkarken bile tesettürünü korumaya çalışan teyze, günlerdir namazını kılamadım diye ağlayan o tatlı kız... Bu dünya sizin gibilerin hürmetine döndü, dönüyor ve dönecek. Rabbim istikametten ayırmasın ve hepimize hayırlı güzel ahir ve akıbet nasip etsin.
Nukte Uysal-Antalya