Dünyayı iyilik kurtaracak

A -
A +

"Ona söylemedim ama o benim ilkokul arkadaşım. Ben onu tanıdım o beni tanımadı.”

 

 

 

Benim sosyal medya hesabıma gelmiş bir alıntı idi. Çok hoşuma gitti sizinle paylaşayım istedim. “Simitçide sıra çok kalabalıktı. Hemen önümde bir kız çocuğu ve babası var. Babası gömlek düğmelerini boğazına kadar düğümlemiş. Tertemiz giyinmiş ancak kıyafetleri eski. Ayakkabıları kösele, eski ve yazlık. Anladım ki güngörmüş bir adam... Çocuk iki de bir “gelmedi mi sıra daha” diye söyleniyor...

 

Sonunda sıra geldi. Adam bir simit istedi. Çocuk, “tahinliden istiyorum” dedi ama baba duymazdan geldi. Bu arada bozuk paraları uzatırken bir tanesi yere düşüp tezgâh altına gitti.

 

Adam diz çöküp almaya çalışırken, Simitçi, “önemli değil!” diye söyleyip “Buyurun oturun sehpaya sıcak çıkınca ben getireceğim’’ dedi.

 

Adam mahcubiyetle en köşeye oturdu. Ben de simidimi alarak yan masaya oturdum. Çay söyledim, zeytin de koydular yanına. Bu arada baktım bizim simitçi içeriden tahinliden, simit, börek, bu arada tatlılardan da unutmamış; silme iki tabak doldurmuş. Üç de çay geldi, simitçi de tabureye oturdu.

 

Ben pür dikkat onları izliyorum. Kendi kendime, "adam kaç yıllık esnaf anlamış tabi. Kim dilenci, kim aç kalmış, biliyor ve yanılmıyor" diye içimden geçirdim. Başladılar sohbete, bu arada tekrar tekrar çay içtiler. Sonra baktım; simitçi, biraz kâğıt para çıkardı; adamın gömlek cebine koyuverdi. 

 

"Yarın gel işine başla!" dedi.

 

Kısmete bak dedim. Adam parayı düşürdü diye üzüldüğü tezgâh, şimdi ekmek parası kazanacağı dükkân oldu. Neyse onlar kalkıp gidince, meraktan öleceğim sanki. Hemen yanaştım simitçiye:

 

"Patron! Seni tebrik ederim" dedim. Hiç rencide etmeden babası ile küçük kızın karnını doyurdun. Kimseye göstermeden de cebine üç-beş para koydun. Allah razı olsun, sayınızı çoğaltsın, ne iyi adamsın!’’ dedim.

 

"Sağ ol!" dedi simitçi.

 

"Ona söylemedim ama o benim ilkokul arkadaşım. Ben onu tanıdım o beni tanımadı. Yarın gelince söyleyeceğim kendisine bunu. Şimdi utanır ve üzülür de işe gelmez diye söylemedim. Biz ortaokulda devlet okuluna giderken babası onu özel kolejde okutuyordu. Çok zengin bir ailenin çocuğuydu. Hepimiz ona imrenerek bakardık. Ne oldu kim bilir? Ne olduğun değil, ne olacağın önemli. Yeter ki içindeki insanlık yaşasın" farkında olanlara ne mutlu.”

 

Behlül Cankeşkek

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Murâd24 Aralık 2022 21:43

İnsanların refâh içinde yaşamaları İslâm ahlâkı ile olur...