Durduk yerde kavga ettik

A -
A +

Üniversite son sınıftaydım. O ise bir tekstil firmasındaydı. Bir senem kalmıştı mezun olmaya. Okul biter bitmez evlenecektik. Onu gördüğümde bile ferahlıyordum. Evine trenle gidiyordu. Ben ise şaşkın âşık hallerinde onu evine bırakıp sonra yurda dönüyordum. O gün de iş yerinden çıktıktan sonra göz göze geldik. Tebessüm ettik. Selamlaştık. Ve doğru trene... Bir yerde oturup bir saatliğine de olsa konuşma imkânımız yoktu. Geç kalmamalıydı, ailesine karşı sorumluluk hissediyordu. Aslında ikimiz de evlenmek üzere birlikte dolaşıyorduk. Bu konuda çok ciddiydik. Hatta söylenmese adı konulmasa bile ailelerimizin haberi vardı. Cep harçlıklarımdan bile para biriktiriyordum düğün için. Sadece kızın annesinin karşı çıkması sebebiyle bu iş gecikiyordu. Yol boyu güzel hayaller kuruyorduk. Kimi zaman, ya olmazsa gibi duygular yüreğimizi alev gibi yalayıp geçiyordu. Alnıma boncuk boncuk terler birikiyordu... Derken sevdiğim bana döndü ve dedi ki: -Sen bana hiç kızmayacak mısın? -Niye kızayım ki? -Hadi bir öfkelensene. Bakalım bana nasıl öfkeleniyorsun? -Ya güzelim şimdi nerden çıktı bu? Ben niçin öfkeleneyim. Hem insan istediği anda nasıl öfkelenebilir ki? Hem sana niçin öfkeleneceğim? Öfkelenmeme ne gerek var? Ben seni seviyorum. -Peki evlendiğimizde de öfkelenmez misin hiç? Kadına şiddet middet olayları yani? -Hayır tatlım. Ben öyle şiddetten falan anlamam. Ben her konuyu konuşarak halledebileceğimize inananlardanım. -Peki ben evlendiğimde de giyimime kuşamıma hayatıma karışır mısın? -O nasıl soru öyle? Biz evlendiğimizde ikimiz de birbirimize karşı sorumlu durumda olmayacak mıyız? Bunun üzerine dedi ki: -Hayır, ben kimsenin kendime hiçbir zaman karışmasına izin vermem. Bu çok iddialı ve biraz da küstah bir tavırdı. Kendi kendime dedim ki: Tamam bu açıklamasının yanlış olduğunu ona anlatırken biraz da öfkeli olurum. Böylece ona öfkelendiğim zaman nasıl olduğumu da göstermiş olurum. Biraz yüzümü ekşitip sesimi yükselterek dedim ki: -Eğer benimle evleneceksen kendi istediğin gibi yaşayamazsın! -O halde seninle evlenemem. -Kendin bilirsin. Aaa... Böyle söylerken, şaka gibi başlayan konuda bir kavgaya tutuştuk ki aşk olsun. Trendekiler araya girmese ya o bana ya ben ona saldıracağım. Daha ilk istasyonda indim. Bir daha ne aradım kendisini ne de o beni aradı. Aradan tam dört ay geçti. Hâlâ görüşüp konuşmuyoruz. O tartışma nasıl oldu, niçin oldu, niye böyle oldu anlamış değilim. S. Altıcan - İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.