Bu anlattığım yıllarda öyle cep telefonu filan yok. İnsanlar daha çok yüz yüze görüşüp konuşuyorlar. Biz de Türkiye'ye Avrupa’dan yeni dönmüşüz... Yıl 1980... İhtilal olmuş, ortalık daha terörden filan yeni sakinleşmiş. Ünvanım asistan profesör ve bu ünvan ile Ankara'da üniversitede çalışabileceğim söylendi. Ama üniversite olaylarının o yıllardaki durumu, insanların çektiği sıkıntı ve çile, Yurt dışından yeni gelmiş olmam bende birçok bakımdan tereddüt oluşturdu. En küçük kardeşimle ticaret yapmaya karar verdik.
Bir kış günüydü... Öğle saatlerinde şöyle uzun boylu, esmer, gençten bir müşteri geldi... Benden çok miktarda mal alacağını söyledi.
Kendisine, nereli olduğunu sordum. Bana Antalya’dan bir ilçe söyledi... O ilçeden geldiğini ve isminin Ali olduğunu söyledi. Bu arada alacağı malın dörtte birini peşin ödeyeceğini de ekledi.
Bu önemli bir kriterdi ama yine de birkaç soru daha sormalıydım. Çünkü alacağı mal bir hayli çoktu.
Kendisini biraz daha tanıyabilmek yani özeti dolandırılmamak için, o söylediği ilçedeki müşterilerimden birkaç tanesini ona sordum.
O da hiç kekelemeden, hiç düşünmeden hepsini de tanıdığını örnekler ve meslekleriyle ilgili bilgiler vererek anlattı. Böylece o ilçeden olduğunu ve bu konuda yalan söylemediğini anladım ve dürüst bir insan olabileceğini düşündüm.
Tamam dedim istediği malı vereceğimi söyledim. Bunun üzerine yolda gelirken kamyonetinde bir arıza olduğunu onu yaptırıp bir iki saate geleceğini söyledi.
Güle güle dedik, yolcu ettik... E tabii kim ürün satmak para kazanmak istemez ki?
O gün hava çok yağmurluydu. Akşam, büroyu kapatacağım sırada bu çıktı geldi.
-Hayırdır gelmeyeceksin artık hatta vazgeçtin diye düşünüyordum filan, dedim.
Tamirat işinin uzun sürdüğünü söyledi. Ardından da hayli masraf çıktığını söyledi.
Pahalı olduğunu bize vermeyi düşündüğü peşinat parasını tamirat işine ödemek zorunda kaldığını söyledi. Biraz canım sıkıldı ve dolandırıcı olabileceğinden şüphelendim.
Beden dilimden kaygılandığımı anladı. Söylediği ilçeye onunla birlikte gidersem parayı orada ödeyebileceği güvencesini verdi. Fakat gece olmuştu yağmur da şiddetlenmişti.
Parayı banka havalesiyle göndermesini söyleyip senetleri imzalatıp iyi yolculuklar dileyip ayrıldık. DEVAMI YARIN