Eğer sağlıklı olsaydım
12 Temmuz 2014 01:00
"Yine de şükürler olsun, aklım yerinde, elim kolum sağlam oturduğum yerden çalışabiliyorum."
Artvin'den Bursa'ya yeni tayin olmuştum. Tahtakale semtinde 40 metrekarelik bir evi zar zor bulmuştuk. Buradan ev kiralamamın bir nedeni de bizim yörenin insanı sık gelirdi.
Kış kendini göstermeye başlamıştı. Kışlık eski botlarımın açılmış dikiş yerlerini tamir için Tahtakale'de belediyeye ait sıra dükkânlardaki tamircilere getirdim. Gözüme kısa boylu bir ayakkabıcı çarptı. Dükkânına doğru yöneldim. Kapıyı açar açmaz:
-Buyurun hoş geldiniz, diye yer gösterdi. "Kendime çay demleyeceğim, siz de içer misiniz?" diye sordu.
-Tamirimi hemen yapabilecekseniz çay da içebilirim evet, dedim.
Elindeki işi bırakıp benim botları eline aldı. Baktı:
"Bunların yarım saatlik bir işi var; çayı demleyeyim hem muhabbet ederiz" dedi.
Tanışma faslından sonra bir ara ayağa kalktı. Neredeyse cüce denecek boydaydı. El ve ayakları normaldi. Belinden aşağısına bel omurgası hükmetmiyor, sallanıyordu.
-Hocam eğer sağlıklı olsaydım, ya öğretmen ya da polis olurdum, takdir böyleymiş, doğuştan gelen rahatsızlığım engelledi. Ancak köyde ilkokulu bitirebildim.
-Tedavisi yok muydu?
-Belki şehirde zengin birinin çocuğu olsaydım çare bulunurdu. Ama köy yerinde ve fakir olmamız sebebiyle tedavi olamadım. Ama yine de şükürler olsun, aklım yerinde, ellerim kollarım sağlam oturduğum yerden mesleğimi yapabiliyorum.
Demlenen çayları ben doldurdum. Yandaki bakkaldan çerez almıştım. Çay çerez muhabbetini ikimiz de sevmiştik. 1955 doğumluydu. Benden yedi yaş büyüktü.
-Ayakkabı tamirciliğine nasıl başladın?
-Hocam, köyümüzün öğretmeni babamın da yakın akrabasıydı. 5. Sınıfı bitirdiğim yıl, bir akşam evimize geldi. Babama da, bana da iyi bir ayakkabı ustasına çırak verilmemi öğütledi. Tabii beni yalnız başıma bırakamayacakları için koyunlarımızı otlatan ağabeyimi de benimle beraber Bursa'ya gönderdiler. İş yerine yakın, bir oda ve tuvalet eski bir ev kiraladık. Ağabeyim tekstilcilerde iş buldu, beni de bu dükkânın sahibi olan ustama teslim etti.
-Ustan hayatta mı?
-Allah rahmet eylesin ustam çok iyi bir insandı. Ölünceye kadar yanında çalıştım. Vefat edince mirasçıları ile anlaştım dükkânı malı ile beraber devraldım. Şükür yedi yıldan beri kendi kendimin patronuyum.
-Evli misiniz?
Bu soruyu söyleyince sustu. Buğulanan gözünü aşağı kaydırdı... Devamı yarın