Muhtar adamdan tapu sorunca bir an durakladı: -Muhtarım ben burayı filanca emlakçıdan aldım. Ay sonunda tapumu teslim edecek. İsmi şu adresi ve telefonu bu. -Güzel kardeşim, bu devirde tapu onaylatmadan arsa mı alınırmış? Siz hangi akla hizmet ediyorsunuz? Konu anlaşılmıştı. Babamın tarla satmadığı da anlaşılmıştı. Zavallı babam, anneme ne kadar da dil dök-müştü tarla marla satmadım diye... Adamlar dedi ki: -Arkadaş yarın tapuda buluşalım. Burasının sizin olduğuna dair kesin bir bilgi alayım. Ondan sonra biz yapacağımızı biliriz. Muhtar dedi ki: -Tamamdır Şükrü... Adam iyi niyetli. Buraya bir tavuk çiftliği kuracakmış. Adam dedi ki: -Bize babasının dürüst olduğunu söylediler. Emlakçı oğlunun da bir yamuğunu görmemişler. Bize mal sahibinin vekili olarak belge gösterdi. Ona inandık. Acelemiz de vardı. Tamam dedik. Parayı da mal sahibine vereceğini söyledi. Allahtan inşaatı yapmadan durum anlaşıldı. Onca malzeme ziyan olacaktı. Ertesi gün tapuda durumu resmî olarak da belgeledik. Adamlar dolandırıcı falan değilmiş. Çok sürmedi bir hafta içinde tarladaki malzemeler geri alındı. Ama paralarını da emlakçıda bırakmadılar. Hani derler ya, el yumruğunu görmeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış. Emlakçıyı basıyor adamlar. Önce verdikleri parayı istiyorlar. Parayı ha deyince nereden bulacak emlakçı... Bunun üzerine çıkan kavgada emlakçıyı diz kapağından vuruyorlar. "Dizi sakat kalsın da bir daha böyle sahtekârlıklara girmesin" diye. Ardından diyorlar ki: "Sana bir hafta müddet. Git nereden buluyorsan bul, kimden alıyorsan al getir paramızı... Şimdi ayağını sakat bıraktık, bir hafta sonra hayatta da bırakmayız." Resmen mafya usulü tehdit ediyorlar. Bir de duyduk ki o emlakçı hastaneye kaldırılmış. Olay polislik adliyelik olmuş. Ama biri yakalansa bile diğerleri var... Elin adamı parasını bırakır mı? Emlakçının babası bakıyor ki bu akıllanmayan evladı bu son sahtekârlığı sebebiyle canından olacak. Gelini, çoluk çocuğu perişan olacak. Gidip parasını isteyen adamlardan süre istiyor. En kısa zamanda kendi evini satıp parasını ödeyeceğini söylüyor. Hatta evi de üzerlerine temlik ediyor. Adamların amacı, zaten verdikleri parayı kurtarmak. Dolayısıyla bir ay kadar daha süre veriyorlar. O zavallı baba, bir ay içinde evini satılığa çıkardı. Neredeyse yarı fiyatına hem de... Hemen satılsın diye. Böylece oğlunu öldürülmekten çocuklarını yetim kalmaktan kurtardı. Ama ellerinde avuçlarında ne varsa hepsini elden çıkartarak!.. Süleyman Zeybek-Kayseri > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00