En büyük sermaye nedir?

A -
A +

Bayrampaşa otogarında büfeciydi. Tanıdığı birinin selamıyla gitmiştik. Ziyaret sebebimizi anlattık. Görüşme olumsuz geçmişti. Boyun büküp çıktık. Birkaç adım atmıştık ki çağırdı. Elini cebine attı. Bir miktar kâğıt para çıkartıp uzattı: -Sayın... Saydım, beşyüz liraydı. Göz göze geldiğimizde: "Sözünü ettiğiniz gençler için kullanırsınız!" dedi. Resmî makbuzunu verip teşekkür ederek vedalaştık. Birkaç ay sonraydı, otogara uğramıştık. Büfeciye de bir selam verelim, yanımızdaki takvim ve kitaplardan hediye edelim, dedik. Bizi çok iyi karşıladı. Çay söyledi. "Allah sizden razı olsun. Çok güzel bir hizmet yapıyorsunuz. Toplumun, dürüst ve ahlaklı insanlara o kadar ihtiyacı var ki!" dedi ve anlatmaya başladı: "Bizde dürüstlük çok önemlidir. Geçen bir garson almıştım işe. Daha dün bir bugün iki öyle bir vukuatı oldu ki bu yaşıma geldim rastlamamıştım.. -Hayırdır? Nasıl bir şey bu? -Bir yolcu... Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra biletini de masada unutup gitmiş. -Eee? -Sen tut bu bileti bulan garson bakmış daha otobüsün hareket saatine epeyce var. Hemen kaşla göz arasında biletin satıldığı yazıhaneye gitmiş. Ne dese beğenirsiniz: "Bu biletin sahibi yakınım olur. Kendisi mazereti sebebiyle gitmekten vazgeçti. Biletin parasının mümkünse iadesini rica ediyor." Almış biletin parasını, atmış cebine... Hiçbir şey olmamış gibi başlamış çalışmaya... Otobüs hareket saatine yakın gelmiş biletini kaybeden yolcu. Kibarca yaklaşmış bankoya: -Beyefendi, sizin filan istikametteki filan saatteki aracınızda yolcunuzum. Yolcu biletimi kaybettim. Bana nasıl yardımcı olabilirsiniz. Yazıhaneci "Sen şurada biraz otur! Ben şimdi geliyorum" diyerek ayrılmış. Bir müddet sonra da yanında bir polisle gelmiş. Yolcuyu polise teslim ederken de: "Sabah adam gönderip bilet parasını 'mazeretim var' diyerek iade ettirdin. Şimdi de kaybettim ayaklarıyla bedava gitmek istiyorsun. Yok öyle yağma!" demiş. Adamcağız bileti kaybettiğine mi yansın, nezarete düştüğüne mi? Yoksa derdini kimseye anlatamadığına mı? Fakat polisler adamın beden dilinden yalan söylemediğini fark edince ufak bir araştırmayla o sabah bileti bizim büfede kahvaltı yaptığından yola çıkarak çözmüşler. Yanlarına yazıhaneciyi de alarak büfeye geldiler. Yazıhaneci bizim garsonu hemen tanıdı: -İşte bu delikanlıya ödedim bilet parasını. Şoke oldum. Ama ondan daha enteresanı garsonu yaka paça götürüyorlar. Hemen devreye girdim. Taraflarla görüştüm.Yolcunun bilet parasını çıkartıp verdim. Olay adli mercilere intikal ederse hepimiz için sıkıntılar olabileceğini belirterek, konuyu tatlıya bağladım. Onları gönderdikten sonra da garsona en büyük sermayenin dürüstlük olduğunu söyleyip hesabını görerek, işine son verdim. S.Y.- İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.