Yüksek tahsil yaparak kendini bir şey sanan ve kibre kapılanlar nefsinin esiri olurken gönül kapılarını kapatıyorlardı. İşte bugün tırmandığım o merdivenin en tepesinden aşağı baktıkça bunları görüyorum büyük bir pişmanlık içerisinde...
İki yıl sonra Diyarbakır'a geldim. On yıla yakın orada çalıştım. Sağlık memurum ve halkın sevgisi, samimi davranışları beni mest etti. Öyle ki o güpgüzel insanlara hizmete tutkundum. Muayeneden hatta ameliyattan para almaya hiç önem vermiyordum.
Şeyh Maşuk Efendi, torununu ameliyat ettirmek için Diyarbakır'a geldiğinde soruyor:
"Burada en iyi kulakçı kim?"
Cevap veriyorlar:
"Filanca hekim hem iyidir hem dini bütün bir hekim" diyorlar. Cevabında diyor ki:
"Burada herkes dini bütün, ben iyi hekimi arıyorum!"
Hanımefendilerinin kulağını muayene ederken o namus abidesi kadıncağızın mahcup bir şekilde omuzuyla kulağını kapatmak ister gibi kasılmasındaki iffet duygusunu hiç unutamam.
Maşuk Efendi'nin hekime mahrem olmaz diye konuşması ise manidardı. Hazretin gönlünden yayılan güneşe bedel aydınlığın karşısında, bizim o entellerin beyinlerinin, nefislerinin kölesi gönüllerinin aydınlığı mum ışığından daha zayıf kalıyordu.
Diyarbakır'ın bu gönül ehli insanları benim manevi hayatımda güzellikler yaşattı... Cuma vakitleri geldiğinde sağlık memurum heyecanla yanıma geliyor ve diyordu ki:
"Doktor Bey vakit geldi."
Onun bu samimi ve tatlı ikazıyla hemen birlikte zevk ile Ulucami'ye seğirttiğimiz o günleri her an hatırlarım...
Oradan ayrıları kırk yılı geçti. Hâlâ oradaki dostlarımla arkadaşlarımla telefonla görüşürüz, kimiyle hâlâ mektuplaşırız.
Diyarbakırlı kardeşlerimle telefonda konuşurken birbirimize "Bu dünyada beraber olduğumuz gibi ölümden sonra da birlikte olmayı diliyorum" diye konuşuruz...
Hani nerede bizi birbirimizden farklı göstermek isteyen fesat yuvaları? Biz birbirimizle kardeşliğin zirvesindeyken bizi siz birbirimizden nasıl soğutabilirsiniz ki? Bugün sık sık işittiğim, kültürümüzle, inançlarımızla, dinimizle asla bağdaşmayan Grogeryusları sevindiren canavarlıklar beni kahrettiği için bu duygularımı siz değerli okuyucularımızla paylaştım. Saygılarımı sunuyorum efendim.
Op. Dr. E. İlhan Olgay-Ankara