Erzincan, can Erzincan...

A -
A +

Yakup Aydın... Yakup Aydın... Koğuş nöbetçisi Ali Dursun'un sesiydi. Yerimden fırladım: -Buyur Ali Ağabey? -Müjdemi isterim. -Başım üstüne ağabey, söyle ne oldu? -Erzincan'a asker öğretmen olarak atanmışsın... Hayırlı olsun. Bir tuhaf oldum. Merak bitmiş heyecan başlamıştı. Kendisine teşekkür ettim: -Sağ ol ağabey, inşallah hakkımızda hayırlısı olur. -Hayırlısı... Git güle güle... Erzincan öyle mi... Erzincan ha, can Erzincan... Hakkında pek bilgim olmayan Erzincan... On gün içerisinde görev yerimizde olmamız gerekiyor. Hazırlıklara başladık. Nasıl heyecanlıyım anlatamam. Doğrusunu söylemek gerekirse biraz da tedirginlik var içimde. Malum terör olayları... Başbağlar katliamı zihinlerden çıkmamış daha... "Memleketin her karış toprağı bizimdir" düşüncesiyle kendimi rahatlatmaya çalışıyorum... On gün göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Ankara Etimesgut'taki birliğimden duygulu anlar içersinde ayrıldık. Akşam saatlerinde Erzincan otobüsüne bindim. Daha önce hiç görmediğim, tulum peynirinden başka şöhretini bilmediğim Erzincan'a gidiyorum. Uykuya dalmışım bir ara. Gözlerimi açtığımda güneşin doğduğunu fark ettim. Otobüs muavinine seslendim: -Ne kadar yolumuz kaldı? -Nereye gidecektin abi? Erzincan mı, Erzurum mu? - Erzincan Çayırlı ilçesi. -Seni Erzincan'da indireceğim abi. Çayırlı otobüsüne bineceksin. Yarım saatlik yolumuz kaldı. Muavinin dediği gibi yarım saat sonra Erzincan'a vardık. Hiç vakit kaybetmeden öğrenip Çayırlı otobüsüne bindim. Görev yerime doğru yol almaya başladık. Sarp geçitler, haşin viyadükler, muhteşem doğal güzellikler içinden geçerek bir buçuk saat sonra Çayırlı ilçesine vardık. Otobüsten indiğimde çevreme garip garip bakmaya başladım. Söğüt ağacının altında bir vatandaş seslendi: -Hoş geldin hocam. Şaşırdım birden: -Hoş bulduk amca. -Milli Eğitimi mi arıyorsun? -Evet, ama sen nereden biliyorsun? -Bugün sizler gibi gelen çok oldu evlat. Hele bir soluklan, ben seni götürürüm. -Sağ ol, fazla vakit kaybetmeyelim. -E hadi o zaman... Adam "ya Allah" deyip kalktı. Ben de hiç tereddüt etmeden düştüm arkasına. Bu amca beni gerçekten Milli Eğitime mi götürüyordu? Kimdi, neyin nesiydi? O önde ben arkada yürüdük. -İşte Milli Eğitim binası burası evlat. Haydi, işin rastgelsin. Milli Eğitim'de öğrendim ki görev yerim ilçeye 3 km uzaklıkta bulunan bir köy... O gün öğretmenevi lokalinde kaldım. Yeni arkadaşlıklar edindim. Köyüme ise yarın sabah gidebilecektim. Bakalım yarın beni nasıl bir sürpriz bekliyordu! Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.