Evet korkuyordu ama…

Sesli Dinle
A -
A +

“Kalan saçları fırçayla zemine savurdu. Konsantresi bozulmuştu. Biraz çabuk bitirdi tıraşı...”

 

Okuyucumuzun Berber Bekir ile ilgili hatırasını anlatmaya bugün de devam ediyoruz.

 

Öksürükle birlikte arkadaki bölmeye, lavaboya koştu Berber. Arkadan öğürme, aksırma sesleri peş peşe geliyordu. Birden kesildi tüm sesler. Bir sessizlik çöktü berberin orta yerine.

 

Korkmuştu. Kalkıp gidip bakmaya da çekinmişti. Arka odanın kapısında usul usul adımlarının sesi gelince kıyamet sessizliği bozuldu. Şükür öksürük krizi geçmiş olmalıydı.

 

Geldi, makası fırlattığı yerden alıp hiçbir şey olmamış gibi devam etti işine.

 

Soramamıştı işte. Her zaman böyle olurdu. Her bir korkuyu, heyecanı yeneceğine söz verirdi kendince. “Bir dahaki sefere, bir dahaki sefere” diyordu ama yapamıyordu, yapamamıştı.

 

26 yaşına gelmişti, hâlâ aşamamıştı şu kompleksleri. Her korkusuna, her heyecanına yenik düşmüştü her defasında…

 

Yine koltuktan, Bekir’in gözlerini yakalamaya çalıştı. Bekir ise daha hızlı şekilde gözlerini kaçırmaya devam etti. Onun saçlarına gömüldü sadece. Fırça ile kalan saçları da yere doğru savurdu. Konsantresi bozulmuştu. Biraz çabuk bitirdi tıraşı:

 

-Sıhhatler olsun, dedi.

 

-Borcumuz ne kadar?

 

- 40 versen yeter.

 

Cüzdanını karıştırırken hâlen bir korku kıskacının içindeydi. Bekir’in yüzüne bakıyor, yüzünden akan o tedirginliği o da görüyordu. Berberin yüzü sarı, sapsarıydı. “Geçmiş olsun” bile diyemedi…

 

Ölümden daha büyük acı mı vardı? Evet korkuyordu. Ölüm sevgiliye kavuşmaktı tabii. Ama ya ardında kalanlar? Birinin, bir insanın hatta bir canlının ölebileceğini duymak istemiyordu. Canından can gidiyordu. Geride kalanlar için acıdan, ölümden daha dayanılmaz ne vardı?

 

Bu belirsizlikler arasında berberden çıkıp gitti. Gitti ama tüm iradesi ile orada kaldı aklı, ruhu. Yapamadı, çekti gitti Okmeydanı sokaklarından Hasköy’e.

 

Saati 17.10 idi.

 

Birkaç ay sonra ağaçların yapraklarını döktüğü, insanların acılarını döktüğü bir ekim, bir sonbahar günü yine gitti o berbere. Kapıda bir yazı asılıydı.

 

“Berber Bekir vefat etmiştir. Cenazesi ikindi namazını müteakip Kulaksız Mezarlığına defnedilecektir.”

 

Ardına bile bakmadan caddeyi koşarak geçti. Kulaksız’a nasıl indiğini anlayamadı bile…
          Ömer Yurt-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.