Flaş belleğin sende ne işi var?

A -
A +

“Fazla üstelemedim… Kafam karışmıştı zaten… Flaş belleği alıp montun cebine koydum.”

 

 

 

Bizim o dönemde arabamız yoktu. Bir kısmımız eniştemin arabası ile gidecektik. Bir kısmımız da hala oğlunun arabası ile…  Ankara’ya doğru iki araba ailecek yola çıktık.

 

İlk önce Ankara Bağlum’a gidecek orada Seyyid Abdülhakim-i Arvasî hazretlerinin kabirlerini ziyaret edecek sonra amcamlara gidecektik… Amcamların evi de Bağlum’a yakındı…

 

Yolda giderken hala oğlunun arabasına binenler araçta çalan tefli-müzikli ilahilerden rahatsız olmuşlar ama bir şey diyememişler...

 

Neyse o gün ziyaretlerimizi yapıp eve döndük. Ben birkaç gün sonra hala oğlunun iş yerine uğramıştım. Yanına oturdum, bir baktım bilgisayarında bizim flaş bellek takılı. Bir abimizi ziyarete gittiğimizde o flaş belleğe rahmetli Enver Abilerin sohbetleri ve Huzura Doğru programında söylenen müziksiz ilahilerden yüklemiştim. Görünce hemen tanıdım flaş belleği…

 

-Bu benim flaş bellek olmasın, dedim içimden…

 

Montumun, iki parmağın zor girdiği minik bir cebi vardı. Hemen kontrol ettim evet flaş belleğim yerinde yoktu. O zaman bu flaş bellek benimki miydi? Ama öyle olursa da benim flaş belleğin burada ne işi olabilirdi?

 

Şaşkınlık içindeydim ama hiç belli etmeden kendi kendime bu konuyu düşünüyordum. O ara hala oğlu “bu senin, dayı oğlu” diyerek flaş belleği bana verdi.

 

-Bu flaş belleği sen nereden aldın?

 

-Sen göndermişsin ya, dedi…

 

-Yoo ben göndermedim…

 

-Bilmiyorum bana öyle dediler o gün…

 

Konuyu üstelemedim… Kafam karışmıştı zaten… Flaş belleği alıp montun cebine koydum. Kafamda hâlen bir netlik oluşmadı. Vardır bunda da bir hayır…

 

Eve geldim, durumu eşime anlattım. Eşim dedi ki:

 

-Onu Bağlum’da arabaya binerken sen gönderdin ya, dedi.

 

-Yok ben göndermedim. Onu da nereden çıkardın?

 

Eşim şöyle devam etti:

 

-Ya o gün yolda arabada tefli-müzikli ilahi dinlemekten çok bunalmıştık. Bağlum’da arabalara binerken birisi gelmiş. Senin ismini vererek “bunu gönderdi dinleyecekmişsiniz” demiş. Hala oğlun da flaş belleği “bakalım neymiş” deyip almış. Dönüşte arabaya taktı tüm yolculuk boyunca o flaş belleği dinledik.

 

-Eee kim getirmiş onlara peki?

 

-Flaş belleği getiren kimsenin kim olduğunu hatırlayan da yok. Sadece sesini duymuşlar.

 

Nedir nasıldır hâlen bilemiyorum ama Abdülhakim-i Arvasî hazretlerinin kabrini ziyaretten sonra o flaş bellekteki sohbet ve Huzura Doğru’daki ilahilerle huzurlu bir yolculuk yapmışlar...

 

          "T. E."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.