Kiracım bana sarılıp "Umur Bey biliyor musun? Bizim çocuklar Türkiye Gazetesi sayesinde kurtuldu" derken şaşırmış ve "Nasıl? Anlayamadım?" demiştim. Gerçekten anlayamamıştım. Evet, ben Erzincan depreminde yerle bir olan evimizdeki kiracımıza geçmiş olsun ziyaretine gitmiştim. Onların enkazdan sağ kurtulduklarına çok sevinmiştim. Benim evimde oturuyorlardı çünkü. Ama bir aile enkaz altından nasıl Türkiye Gazetesi sayesinde kurtulurdu? Tabii bu arada dün anlattığım gibi kendi yaşadıklarım geldi gözlerimin önüne... Peki kiracım acaba ne yaşamıştı? O heyecan içinde anlatıyordu: -Hani biliyorsun, evi kiraya verdiğinde bana bu gazeteyi tavsiye etmiş ve abone olmamı istemiştin ya. -Evet? -Aslında ben o zamandan beri gazeteyi her gün eve götürmüyordum? -Nasıl yani? -Gazeteler geliyordu iş yerine... Bir gün iki gün, üç gün derken birikiyordu. Beş altı günlük olduğunda hepsini bir alıp eve götürüyordum. Çocuklar da gazete okumaya başladılar mı hepsini okuyorlardı. O gün, yani deprem günü, yine biriken gazeteleri alıp eve götürdüm. Ramazan günüydü. Akşam evde iftar ettik. Ben akşam namazını kıldım, çıktım. Benden sonra evde hanımla annem namaz sonrası çay faslına başlıyorlar. Bu arada biriken gazetelere de bakıyorlar. E haliyle birkaç gazete birden... Oku oku bitmiyor... Yatsı okununcaya kadar devam ediyor gazete faslı... Yatsı okununca annem namaza niyetleniyor. Hanım da mutfağa geçiyor. Çocuklar da te-levizyona yöneliyor... Tam bu arada gazetedeki bir haber hepsinin dikkatini çekiyor. Haber de: "Yavrularını öldüren anne!" Hanım bu haberi okuduktan sonra şakayla karışık diyor ki: "Bakın benim kıymetimi bilin!.." Bu söz üzerine yeniden açılıyor muhabbet. Yani kimse bir yere ayrılmıyor. Tam o esnada deprem başlıyor. Bir tarafta kanepe bir tarafta soba, ortada masa vardı. Hep birlikte masanın altına giriyorlar. Masanın altı olan o bir buçuk metrekare hariç, evin her tarafı yerle bir oluyor. Daha sonra işte ben geldim. Bodruma girip tabanı delip çocukları oradan burunları dahi kanamadan çıkardım. Eğer o gün evde gazete okuma faslı uzun sürmeseydi, o habere takılmasalardı, herkes kendi odasına dağılacaktı. Kiracımın sevincine ortak olup Allah'ıma şükrettim. Kiracının boynuna sarılıp oradan uzaklaştım. Kendim 1990 yılında Sümerbank'tan istifa ederek ayrıldım. O günden beri Türkiye Gazetesinin muhtelif birimlerinde huzur içinde çalıştım. Halen İhlâs Erzincan Erkek Öğrenci Yurdunda hizmet veriyorum. Umur Fırat-Erzincan >> Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00