Gel artık şu İstanbul’a!..

A -
A +

Hatırama önce bir fıkra ile başlamak istiyorum. Temel büyük bir şehirde bir cinayet işlemiştir. Duruşmada hâkim sorar: “Hadi oğlum anlat!”

 

Temel başlar konuşmaya: “Kayuğumla çıktım Rize’den. Dalgalar attı beni Trabzon’a. Çıktım açıldım oradan ummana... Attı dalgalar beni Giresun’a...”

 

Derken temel kendi kendine düşünmüş. Bakmış yol bu şekilde hızlı bitecek biraz daha mesafeleri detaylandırmaya karar vermiş: “Giresun’dan açıldım dalgalara, attı dalgalar beni Samsun’a. Oradan açıldım Bafra’ya sonra açıldım Alaçam’a... Alaçam’dan açıldım enginlere. Dalgalar attı beni Gerze’ye.” Tabii Sinop’a geldikten sonra ilçeler arasına köyleri de eklemeye başlamış. Say say bitmeyince hâkim sabredememiş:

 

“Oğlum gel artık şu İstanbul’a!”

 

“Gelemem hâkim bey.”

 

“Niye gelemezsin oğlum?”

 

“Geleyim de İstanbul’a, orada beni yakalayasın he mi?!.”

 

İnsanlar uykuda yaşıyor. Yerken içerken yürürken, alışverişte, tartışırken hep uykuda. Yanlış bir şey yaptığında “bunu ben mi yaptım?” deyip pişmanlığını dile getiriyor. Çok sevdiği eşini defalarca bıçaklıyor “farkında değildim” diyor. Hayret... Mertlik iyidir ama günümüzde namerde kabadayılık olmuyor.

 

Bir gün yakınımıza bir komşu geldi. Birkaç gün sonra bazı değerli eşyalarını çöp konteynerinin yanına bıraktı. Tabii bu eşyalar çevreden gelip geçenler tarafından anında kapışıldı. Tahmin ettim içimden: “Kadın hayatının hatasını yaptı!” Bir süre sonra da Apartmanın ağaç müştemilatının yanına ekmek yapıyorum diye ocak yaktı. Ben kendisine “Apartmanı ve dolayısıyla mahalleyi yakacaksın ocağı söndür” dediğimde “Bana bak! Benim butonum var, benden uzak dur! Bir tuş ile güvenliği çağırırım” dediğinde “güvenlik kanunsuzluğu desteklemez” dedim ama fayda etmedi. Bir problem olduğunu sezip barınma imkânım olan yakın bir ilçeye geçici olarak taşındım. Orada okudum bu gazete haberini...

 

Bir akşam adam kızına telefon açar. “Annen gelsin eşyalarını alsın. Anahtar kapıda. Ben cenazeevine gidiyorum” der. Meğer daha önce kadını birkaç yerinden bıçakladığı için böyle söylemiş. Cezaevinden izin aldığı için dışarı çıkmış. Kadın bu yalana inanır. Resmî ifadede nasıl öldürüldüğünü yazmayacağım. Art niyetlilere örnek teşkil etmesin. Kadın butona çok güvenmiş ama güvenlikçi her an yanında değil ki! Kadınlarımızın korunmaya çok ihtiyacı var...

 

     Mustafa Ali Mahdum

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.