Gelin girmeyen ev olur da...
9 Haziran 2014 01:00
"Biz onları teselli etmeye kelime bulamıyorduk. Lakin komşum da eşi de metanetli davranıyor, her şey Allah'tan diyorlardı. "
Karı koca hacca gitmeye karar vermişlerdi. Kurada isimleri çıkmış ve hac vazifesini yapmak üzere mübarek topraklara uçmuşlardı. Biz de kendilerini hava alanından yolcu etmiştik.
Giderken sevinç gözyaşları akıyordu yanaklarından hem tarif edemediği değişik bir duygu yansıyordu sesine.
Kurban bayramını biz her zamanki gibi evimizde yaşarken onlar Arafat'ta o mübarek topraklarda bayram yapıyorlardı. Sayılı gün çabuk geçmişti. Bir de duyduk ki komşular hacdan dönmüşler. E tabi şimdi hacca gidip gelmek eskisi gibi değil ki. Bin uçağa in Mekke'ye, bin uçağa in İstanbul'a...
O akşam hoş geldiniz ziyaretindeydik. Az sonra kapı çalındı. Komşumun kayınpederi ve kaynanası gelmişti Bolu'dan. Hem de haber vermeden çıkıp gelmişler. Bolu'dan İstanbul'a oğlunu ve gelinini hac dönüşü ziyarete gelmişlerdi.
Evin içi bir anda heyecan ve sevince gark oldu... Biz ana babaları geldiği için hacı amcaya ve hacı teyzeye hoş geldiniz deyip biraz erken kalktık. Onları rahat bıraktık.
O gece yarısı... Üst katta bir çığlık koptu... Üs kata koştuk. Bir de baktık ki komşumuzun babası fenalaşmış...
Ne yapsak ne etsek derken ambulansa çoktan haber verilmişti. Gece vakti olduğu için yollar açıktı. Ambulans beş dakika içinde kapıda bitti. Hacı amca kalp krizi geçirmiş. Hemen apar topar hastaneye kaldırdılar. Yoğun bakıma aldılar.
Komşum ve beyi hacdan geldiği günün ertesinde böyle bir şok yaşayacağını nerden bilecekti? Adamcağız hastanede iki gün yoğun bakımda kaldı. Yaşlı hanımı evde sabırla ve üzgün halde kocasından haber almaya çalışıyordu.
Biz komşumuzu teselli etmeye kelime bulamıyorduk. Lakin komşum da eşi de şaşırtıcı derecede metanetli davranıyordu. "Her şey Allahtan" diyorlardı...
İki gün yoğun bakımda kalan babaları, ikinci gün hayata gözlerini yumdu. Bolu'dan İstanbul'a oğluna ve gelinine hacdan gelişlerini tebrik etmek için gelen adamcağızın Bolu'ya cenazesi gidiyordu.
Adamcağız buraya hacı ziyaretine değil ölmeye gelmişti meğer. İki hafta kadar önce komşularımızı hacca uğurlarken şimdi komşumun kayınpederinin cenazesini Bolu'ya uğurluyorduk... Rahmetli dedemin bir sözü kulaklarımda çınladı yine:
"Kızım, gelin girmeyen ev olur da ölüm girmeyen ev olmaz."
Semra Tutak- İstanbul
Karı koca hacca gitmeye karar vermişlerdi. Kurada isimleri çıkmış ve hac vazifesini yapmak üzere mübarek topraklara uçmuşlardı. Biz de kendilerini hava alanından yolcu etmiştik.
Giderken sevinç gözyaşları akıyordu yanaklarından hem tarif edemediği değişik bir duygu yansıyordu sesine.
Kurban bayramını biz her zamanki gibi evimizde yaşarken onlar Arafat'ta o mübarek topraklarda bayram yapıyorlardı. Sayılı gün çabuk geçmişti. Bir de duyduk ki komşular hacdan dönmüşler. E tabi şimdi hacca gidip gelmek eskisi gibi değil ki. Bin uçağa in Mekke'ye, bin uçağa in İstanbul'a...
O akşam hoş geldiniz ziyaretindeydik. Az sonra kapı çalındı. Komşumun kayınpederi ve kaynanası gelmişti Bolu'dan. Hem de haber vermeden çıkıp gelmişler. Bolu'dan İstanbul'a oğlunu ve gelinini hac dönüşü ziyarete gelmişlerdi.
Evin içi bir anda heyecan ve sevince gark oldu... Biz ana babaları geldiği için hacı amcaya ve hacı teyzeye hoş geldiniz deyip biraz erken kalktık. Onları rahat bıraktık.
O gece yarısı... Üst katta bir çığlık koptu... Üs kata koştuk. Bir de baktık ki komşumuzun babası fenalaşmış...
Ne yapsak ne etsek derken ambulansa çoktan haber verilmişti. Gece vakti olduğu için yollar açıktı. Ambulans beş dakika içinde kapıda bitti. Hacı amca kalp krizi geçirmiş. Hemen apar topar hastaneye kaldırdılar. Yoğun bakıma aldılar.
Komşum ve beyi hacdan geldiği günün ertesinde böyle bir şok yaşayacağını nerden bilecekti? Adamcağız hastanede iki gün yoğun bakımda kaldı. Yaşlı hanımı evde sabırla ve üzgün halde kocasından haber almaya çalışıyordu.
Biz komşumuzu teselli etmeye kelime bulamıyorduk. Lakin komşum da eşi de şaşırtıcı derecede metanetli davranıyordu. "Her şey Allahtan" diyorlardı...
İki gün yoğun bakımda kalan babaları, ikinci gün hayata gözlerini yumdu. Bolu'dan İstanbul'a oğluna ve gelinine hacdan gelişlerini tebrik etmek için gelen adamcağızın Bolu'ya cenazesi gidiyordu.
Adamcağız buraya hacı ziyaretine değil ölmeye gelmişti meğer. İki hafta kadar önce komşularımızı hacca uğurlarken şimdi komşumun kayınpederinin cenazesini Bolu'ya uğurluyorduk... Rahmetli dedemin bir sözü kulaklarımda çınladı yine:
"Kızım, gelin girmeyen ev olur da ölüm girmeyen ev olmaz."
Semra Tutak- İstanbul