Eşim küçük oğlumuza hamileydi. Doğum için, rahmetli kayınpeder ile kayınvalide de İsveç'teydi.
Bir gün sahilde geziyorduk. Finlandiya'ya gitmekte olan lüks gemileri gördük. Kayınpedere Finlandiya'yı görmek isteyip istemediğini sordum. O da şaka yaptığımızı sanıp "olur" dedi. Biz de işi ciddîye aldık. Eve gidip birkaç eşya alıp yola koyulduk.
Gemi Kar Garden'de binlerce adanın arasından süzülerek yoluna devam ediyor, biz de güzel bir gün geçiriyorduk. Akşam geç saatlerde Turku'ya vardık. Oğlum Özgür, eşim ve ben otelin bir katında, babam ve annem üst katta kalıyorlardı.
Birden eşimde doğum sancısına benzer ağrılar başladı. Bu beklenmedik, zor bir durumdu. Bize daha doğuma bir ay var demişlerdi. Ama "doğum bu, hiç belli olmaz" diyorduk.
İsveç yasalarına göre hamileyken raporlu bir bayanın, doktor izni olmadan, değil ülke dışına çıkması, kenti terk etmesi bile yasaktı.
Eğer doğum Finlandiya'da olursa, yapılan yasa dışı gezi ortaya çıkacak, ayrıca, bütün doğum masraflarını ödemek zorunda kalacaktık. Yanımıza doğru dürüst bir eşya da almamıştık.
Eşimin ilk doğumu, neredeyse on iki saate varan bir sürede gerçekleşmişti. Belki de Stockholm'e uçak bulabilirsek durumu kurtarabilirdik. Fakat gece o saatte İsveç'e uçak olmadığını, bir gün sonrasına geç saatte uçak olduğunu telefonla öğrendik.
Biz de bir gün sonra erken saatlerde kalkan ve hızlı giden bir gemiyle İsveç'e dönmeye karar verdik. Gemi ve uçak neredeyse aynı saatlerde Stockholm'de olacağı için, fazla bir seçeneğimiz yoktu.
Gece geç saatlerde, gemi acentesinde, yetkili memura, gemide kadın doğum uzmanı olup olmadığını sordum. Bilmediğini ama bulunma ihtimali olduğunu, hiç olmazsa başka doktorların bulunmasının kesin olduğunu söyledi.
Ben tatmin olmadım. İlgili memur benim paniğimi yatıştırmaya çalışıyordu. "Hiç merak etmeyin, gemide bu işten anlayan yetenekli bir hemşire var" diyerek beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ben son bir soru sorarak otele, eşimin yanına dönmeye karar verdim. "Ya ameliyatı gerektiren bir durum olursa, ne yaparsınız?" dedim. "Hiç merak etmeyiniz, eşinizi bir helikopterle gemiden alıp en yakın hastaneye yetiştirmek bize verilen bir sorumluluktur ve bu iş bizim için bir sorun değildir" dedi.
Osman Nuri Yıldırım