Gençlik ve cahillik işte

A -
A +

Kayınbirader içeri geçerken ben de kapıyı tedirgin olarak açtım. Bir baktım bizim piyanist Ayhan Amca kapıda. Ama öfkeli falan değil. -Buyurun Ayhan Bey? -Karlar erimeye başladı. Hava da lodoslu. -Evet öyle... -Bütün duman bacadan içeriye giriyor. Asıl sıkıntı da su sızmaya devam ediyor. -Ne yapmamızı istersiniz? -Çatıya çıkıp şu muşambaları bir kontrol etsek birlikte... Bacanın etrafını ne akla hizmetse muşambalarla sarmıştık. Güya yağmur sularının bacanın dibindeki sızmasına engel olacaktık. Böylece Ayhan Amca'nın dairesine bacadan su damlamayacaktı. Daha doğrusu çatıyla ilgili Ayhan Amca ne derse "peki" diyorduk. Çünkü bizim kömür depomuz orada olduğu için çatıdaki akıntıdan bizi sorumlu tutuyordu. Biz kömür kırarken çatıda çatlaklık yapmış oluyorduk. Uf ki uf... Ama gel de Ayhan Amca'ya laf anlat... Bir an tereddüt ettim. Şimdi çocuklarla kahvaltı sonrası dışarı çıkacaktık. Haftada bir pazar günümüz vardı. Ama kapıda bizi yardıma çağıran Ayhan Amca duruyordu. Üstelik bizi suçladığı konuda bizden yardım istiyordu. "Kusura bakmayın" diyemezdik. -Şey, peki bir dakika hazırlanıp çıkalım... -Tamam ben de çatıya çıkıyorum. Çatının durumu da enteresandı. Tam ortasına bir metre yüksekliğinde örülen duvar ile iki farklı şekilde kapatılmıştı. Yarısı kiremitle örtülü, yarısı beton zeminle... Fevzi Paşa Caddesine bakan bölüm eğimi caddeye bakacak şekilde kiremitle kaplanmıştı. İç kısmında ise bizim kömürlüğün bulunduğu zemin çimento ile kaplanmış açık bırakılmıştı. Enteresan bir mantık işte... Ayhan Amca'nın bizden yardım istediği baca, kiremitle kaplı olan taraftaydı. Yani çatıdan ayrıca o kiremit kısma çıkmak gerekiyordu. Kayınbiraderimi de çağırdım. Biz iki kişi, bir de Ayhan Amca üç kişi çatıya çıktık. Kiremitli kısma tırmandık. Ayhan Amca, dediğim gibi biraz beli kambur ve de hareket kısıtlılığı yaşayan biriydi. Ne de olsa altmış beş yaşında falan vardı. Elimizde çamaşır ipi, bacanın etrafındaki naylon kısmı yeniden şekillendiriyoruz... Bu işten anlayan var mı aramızda? Yok... Hepimiz ezbere çatıdayız... Gençlik ve cahillik işte... Başa gelmeyince akla gelmiyor... Ne bizim bir tedbirimiz var, ne Ayhan Amca'nın... Ne belimize bir halat falan bağlamışız, ne ayaklarımızda kaydırmaz ayakkabı türü bir şey var... Usta çağırmak da aklımıza gelmiyor. Bir ara Ayhan Amca bacanın eğimli kısmına dolanmış. Farkında değiliz. Ayhan Amca'nın: -Ay ay ay!.. dediğini duyduk. (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.