Gönlümce bir eksiğim kaldı
31 Aralık 2009 01:00
"O zaman böyle, gece işi yapacağımı bilmiyordum, birden ağzımdan çıktı. İş falan düşünmüyordum. Aklım başımda değil. Sokaklar kalbimi karartmış. İç huzuru bulamamıştım. Bunalım ve depresyon dolu günler. Agresif davranışlar..."
Şu satırları yazdığım anda saat tam 23:30... Çalışmaya biraz ara verdik. Gece çalışmaktan mı? Hiç rahatsız değilim. Çoğu zaman gündüzleri de beni iş yerinde görürlerdi. Ama bugün farklıydı. Yorgundum ve dikkatsizce davranıp büyük bir hata yapmıştım. Hem maddi hem manevi zarar vermiştim.
Gerçi bana gelinceye kadar birçok üstüm olduğu için bu konuda fırça yiyen tek kişi olmayacaktım. Yine de çok sevdiğim işim tehlikede olabilirdi. Bir toplantı yapıldı. Müdürümüz gerçekten iyi bir liderdi. Herkesi çok severdi. Toplantıyı diğer iş arkadaşlarımla beraber yaptı. Beni hedef seçmemişti. Sadece işimizin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı:
"Sorumluluğumuzda bir gazete var. Ama öyle sıradan bir gazete değil. Herkesin can dostu bir gazete. Çalışanları paradan da öte esasında bu işe hizmet etmek için yarışıyor. Bir kişinin daha gönlünü alabilmek onun dostu olabilmek için... İnsanlar bu gazeteyle sevmeyi öğreniyor. Böyle bir iş sevilmez mi?"
İşte ben de böyle bir iş yerindeyim.
Şu an 25 yaşındayım. Ama o mübarek zatı görüp âşık olmam ilkokul zamanlarıma denk geliyordu. O gün içim içime sığmıyor, o matbaaya babamın yanına gitmek istiyordum. Yaşım küçük olsa da maceracı bir çocuktum. Üç dört km'lik uzun bir yolu yürüyerek matbaaya gelmiştim. Çok kalabalıktı ama hemen fark edebildiğim birisi vardı. Babamın elinden tutmuş gülümsüyordu.
Aradan yıllar geçti. Ama gördüklerim gönlüme yer etmişti. İçimdeki o duygu, gayri dini olan ne varsa hepsinden uzaklaşmama yardım ediyordu. Bu duyguyla emsallerime rağmen hemcinslerimin haricinde arkadaşım bile olmamıştı.
Okul son sınıfta staj için gönderdikleri yer bir tekstil fabrikasıydı. Sadece dört erkek muhasebeci. Ha bir de fabrikaya pek uğramayan patron. Hayatımda öyle bir yer görmedim. Dedim ki patrona:
-Ben burada çalışamam.
-Bu krizde nasıl iş bulacaksın ki?
-Ben de akşama kadar yatarım, dedim gülerek.
O zaman böyle gece işi yapacağımı bilmiyordum. Birden ağzımdan çıktı. İş falan da düşünmüyordum. Aklım başımda değil. Sokaklar kalbimi karartmış. İç huzuru bulamamıştım. Bunalım ve depresyon dolu günler... Agresif davranışlar... Buna bir son vermek lazım ama nasıl?
Bütün vaktimi köpeğimle geçiriyordum. Şimdi kendi kendime kızıyorum, üç sene it peşinden gitmişim diye. Babam beni rahat bırakıyordu. Hiç sıkmaz, hesap sormaz mülayim bir insandı. Aslında o zamanlar pek görmediğim biriydi babam. Çünkü kendisi gece çalışıyordu.
Babam bana sahip çıktı. Beni ara sıra ziyaretine geldiğim matbaada gezdiriyor ve oradakilerle tanıştırıyordu. Bir gün:
-Artık sen buranın elemanı olacaksın, dedi.
Yeni bir işim olacaktı. Çok şükür 2003 yılında hem işimi hem ait olduğum yerimi bulmuştum. Namaza başlamama vesile olan da bu iş yerindeki ustam oldu. Allah kendisinden razı olsun. Kibar bir üslupla "Ben namaz kılmayanla çalışmam" derdi. Ben de kılardım ama düzenli bir hayatım olmadığı için aksatırdım. Burada hem hayatım hem duygularım düzene girmişti.
Bu iş yeri benim hayatımda yeni bir güneşin doğması gibi oldu.
Beni olgunlaştıran kaynağı bulmuşum. İnsan güneşten faydalanır da dönüp bakmaz mı? Bazısı bakar, bazısı bakmaz. İşte o gün bu gündür bu yolun yolcusuyum. Ve gönlümce artık bir eksiğim kaldı. İffet konusunda hassasiyeti olan ve mücadele eden bir gülşen saray-ı ismet ile izdivaç eylemek. Allahın nimetleri sonsuzdur. Sabredene verir...
> Rumuz: "İsimsiz"-İzmir
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00