Gözyaşlarına teslim olmuştuk

A -
A +

"Adamcağızın bu duygu dolu sözlerine dayanmak mümkün müydü? Elimde olmadan gözlerimden yaşlar boşalıyordu..."
Her şey kendiliğinden gelişmişti... Kaldırımda dalgın dalgın yürürken arkamdan korna çalıp beni taksisine alan, sonra da hiç âdetim olmadığı halde onun mütebessim yüzüne bakarak sohbet ettiğim taksiciye, aslında 25 yıl önce mesleğe veda eden edebiyat öğretmenine bir güzel hediye vermeliydim... Çünkü o benim konuşmama vesile olmuş, o konuşmayla Allah'ın sevdiği mübarek kulların, nurlu ağızların sözlerinden nakiller yapılması sağlanmıştı...
Arabasından inerken benim "bekle hemen döneceğim" sözüme ne kadar da munis bir tavırla "peki" demişti... Hem de heyecan içindeydi "peki bekliyorum" derken... Hızlı adımlarla büroya gittim, bir kitap aldım. Ve taksi şoförü edebiyat öğretmenine kitabı takdim ettim. "Seadeti Ebedîyye" kitabını eline alınca bana baktı; gözleri dolmuştu... Yine hayret ifadeleriyle ve mütebessim çehreyle üstüne basa basa konuştu:
- Beni tarifsiz mutlu ettiniz.
- Ben de mutlu olduğunuza çok sevindim.
- İnanın daha birkaç gün evvel şöyle el açmıştım Rabbime: "Allah'ım karşıma hakikatleri anlatan bir kitap çıkart ki dinimi doğru olarak öğreneyim...''
- Maşallah mübarek olsun efendim. İşte duanız kabul oldu.
- Oldu çok şükür... Bankacı ekspertiz arkadaş beni dünyada ev sahibi etti. Siz de bana inşallah ahiretim için lazım olan kitabı getirdiniz.
Adamcağızın bu duygu dolu sözlerine dayanmak mümkün müydü? Elimde olmadan gözlerimden yaşlar geliyordu... O an İbrahim Ethem hazretlerinin hayali geçti, bir şimşek gibi çakarak gözlerimin önünden. Kendimi bıraktım kalbime... Ve içimden kopan o sözleri söyledim...
- Siz ne nasipli insanmışsınız ki Allahü teâlâ sizin duanızı kabul etti. Ve bu kıymetli kitabı sizin ayağınıza getirmek için bizim gibi bir garibin şirketine hırsızı soktu. İşlerini bir anda kesata uğrattı. Adliyeye götürdü. Ve sizinle karşılaştırdı...
Artık o da gözlerine izin vermişti... Benim gözlerim zaten beni dinlemiyordu... Biz gözyaşlarımıza teslim olmuşken iyi biliyordum ki bu güçlü sevgi bağının sebebi ben olsam da bağın bu kadar güçlü olması, bu yolun büyüklüğündendi...
Himmet ve tasarrufun çok yüksek olmasındandı. Ayrıca uzun zamandır bana kimse böyle bir muhabbetle bakmamıştı... Taksiden ayrılırken gözyaşlarımın kristal billurlarında biricik efendimin adına özdeş nurlu çehresi bir mehtap gibi parlıyordu... Mekânı cennet olsun.
Rumuz "Yek-dü Nefes"-Keçiören/Ankara

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.