"Ha boyle otomadik mi olur?"

A -
A +

Ani bir hareket oldu. Birisi "boyle otomadik mi olur!" diye söylenerek geliyordu. Hepimiz sesin geldiği tarafa döndük. Karadeniz şivesiyle konuşan orta yaşlarda bir amcaydı. Ne sıra numarası umurunda, ne kuyrukta beklemek gibi bir kaygısı var. O bir kere öfkelenmiş. Öfkesine cevap arıyor... Bankanın "müşteri temsilcisi" konumundaki bayan personelin masasına yönelmişti. Masada müşteri olarak oturan iki müşteri de umurunda değildi. O'nun bir an önce rahatlaması lazımdı. Gerçekten çok öfkelenmişti. Öfkesini mutlaka ama mutlaka birinden çıkartmalıydı: -İbtal et! Ha ben vaz gectum ibtal et! Tuttu, elindeki evrakı bayan personelin masasına fırlatır gibi bıraktı... O anda diğer iki müşteriden biri, rahatsız olmalı ki kalkıp sandalyesini bu amcaya terk etti. Ama amca sinirden yerinde duramıyordu ki otursun. Hepimiz şaşkındık. En önemlisi de konuyu anlamaya çalışan bayan personelin durumuydu. Ne cevap verecekti bu en son söyleyeceğini en evvel söyleyen adama... -Neyi iptal edeceğim beyefendi? Sakin olur musunuz lütfen. -Ha otomadiği ibtal edeceğsun! Öyle tatlı bir öfkeydi ki bu, hepimiz ister istemez güldük. O da bize, "Ne var? Ne gülüyorsunuz?" demedi. Bu insanların öfkeli halleri bile samimiydi. Sevimliydi... O bakımdan herkes bu tatlı öfkeyi merak eder olmuştu. Ne, sırası taciz edilen müşteriler hak peşindeydi, ne bayan memur sinir harbi veriyordu. Masa başı âdeta mini bir şov alanına dönüvermişti. Bayan memur da rahatlamıştı. Bu kez gülümseyerek sordu öfkesi bile neşe saçan amcaya: -Bana baştan anlatabilir misiniz efendim? Sorun nedir? Neyi iptal edeceğim? -Ha ben bu bankaya talimat vermedim ki? -Ne talimatı? -Otomadik öteme talimatı? -Elektrik, su, doğalgaz gibi faturalar için mi? -He evet! -Tamam, şimdi anladım. Peki, sorun nedir? -Bağa ne demişlerdi bu pangada? -Ne demişlerdi? -Sen bize talimat verirsen, senin elektrik, su, doğalgaz her bi faturanı biz ödeyebiliriz. -Eee? -Ben de dedim ki e güzeel.. Tamam, yetki vereyrum... -Peki, ödenmeyen bir fatura mı olmuş? -Olmaz olur mu? Hiçbir fatura ödenmemiş. Benim yetkim nerde kaldu peki? Bayan personel bu arada elindeki evraktan, amcanın hesap numarasını bilgisayara giriyordu. Hesap numarasını bularak hesabına bakmıştı. Dedi ki: -Ama beyefendi hesabınızda para yok. -Olması mı lazim? -Efendim, hesabınıza para yatırmadan otomatik ödeme nasıl yapılsın? Siz banka hesabınıza önceden para yatıracaksınız ki, banka sizin paranızdan faturalarınızı ödeyecek. Para olmadan ödeme yapılmaz. Amca, olanca samimiyetiyle cevap veriyordu: -Uyyy, ne âlâ memleket. Ha bu barayı ben yaturacağum... Sen oni otomadik olarak ödeycesun. Başını iki yana salladı. "Nerde görülmüş böyle uyanıklık" der gibi yaptı. Sonra devam etti: -Uşağum, ha bu barayı ben cebumden verdikten sonra, o faturayı siz mi ödemiş oluyorsunuz? Ha bunun neresi otomadikdir? Ha barayu ben vereceğsem, size niye vereyum? Evde hanımun işi nedür? Beklesun kuyrukta yatursun... Ha, ben de odomadik deyince panga kendi ödeycek sandum... İbtal et... Otomadiği ibdal et! Hepimiz gülmekten yerlere yatıyorduk ama o hiç gülmüyordu. O kadar samimiydi. Meğer otomatik ödeme deyince, faturaların bedelini de banka ödeyecek zannetmiş. O bakımdan otomatik ödeme talimatı sözleşmesini kabul etmiş. Ama haksız mı bu amca? Otomatik ödeme deyince biraz da öyle anlaşılmıyor mu? Parayı sen verdikten sonra ne kadar otomatik oluyor ki? > Tuğrul Erdinç-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.