Hacca gidecek üç isim lazım

A -
A +

Kaymakam Bey içeride mi? Ben Beykoz'dan geliyorum. -Buyurun onlar da sizi bekliyorlar. İçeri girip kendimi tanıttım. Kaymakam Bey hemen açıkladı: -Kırklareli'ye gidiyorsun. Şaşırdım kaldım. Şaka mı yapıyordu? Beni test mi ediyordu? İstanbul'da görev yaparken şimdi nereden çıkmıştı Kırklareli? -Nasıl yani efendim. Anlayamadım da? -Kırklareli'deki müftü görevden alınmış. Vali Bey arkadaşımdı. Benden ricada bulundu. İyi bildiğin birini gönder dedi. Ben de seni seçtim. Müftü vekili olarak gidiyorsun. Müftü atanana kadar... Peki demekten başka şansımız yoktu. Devir 12 Eylül devri... Benim Kaymakam Beyle görüşmem 13 Eylül'deydi... Yani ihtilalin en zirve yaşandığı günler... Soluğu Kırklareli'de aldım. Daha ilk günler. Neyin ne olduğunu, kim olduğunu anlamaya çalışırken bir telefon geldi: -Alo buyurun? Ankara'dan arıyorlardı. Diyanet İşlerinden... Diyordu ki ses: -Kırklareli'den Müftülük adına görevli olarak hacca gidecek olan isimler belirtilmemiş. Üç isim istiyoruz. Böylesi de ilk defa başıma geliyordu. Dedim ki: -Hemen şimdi bildirsem yazar mısınız? -Yazarız. -Yazın öyleyse... Birincisi... Ahmet Yaşar... İkincisi filanca... Üçüncüsü falanca... Kendi ismimi ilk sıraya yazdırdım. Müftülükte o sırada görevli iki ismi daha yazdırdım. Karşı taraf dedi ki: -Size yarın onaylanmış haliyle faks çekeceğiz. İyi günler... -Size de iyi günler... Aaa, bir tuhaf oldum... Şimdi bu isimler onaylanırsa bu genç yaşımda ben Müftülük kadrosunda görevli olarak hacca mı gidecektim? Allah'ım nasıl sevinmem? Hakikaten ertesi gün Diyanet İşleri tarafından onay faksı gelmişti. Bizi üç gün konuyla ilgili seminer almak için Ankara'ya çağırıyorlardı. Üç gün Ankara'da seminer gördük. 20 gün sonra da hacca gittik. Dönüşte, bir kutu dijital saati vb. bulunan bir tükenmez kalem kutusu aldım. Hiçbir yerde yoktu. Çok alımlı çok değerli gözüküyordu. Maksadım, eşe dosta birer tane hediye etmekti. Protokoldeki arkadaşlar, hediyeleşmek için ilk akla getirdiğim isimlerdi. Dönemin Emniyet Müdürü Beyefendiye kalem hediyemi getirip verdim. Çok memnun oldu. Bununla birlikte dedi ki: -Sayın Valimize de hediye vermeyecek misin? -Ona da getirdim, müdürüm. -E ben şimdi yanına gidiyorum. İstersen birlikte gidelim. -Gidelim. Valiliğe vardık. Vali Bey kendisine sunduğum hac hediyesi kalemi görünce çok beğendi. Ama ihtilal dönemi olduğu için bölgenin fiilen en üst protokolü piyade tümeninin komutanı idi. Vali Bey, "Tümen komutanı için de kalem getirmiş miydin?" dedi. Devamı yarın... > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.