Yedi sekiz yıl önce bir Cumartesi günü Bursa Temiz Caddesi Türkiye Gazetesi Bürosu'na Saim Amcayı ziyarete gitmiştim. Laf lafı açtı. "Bizim evin suyu çok tatlı" deyince: "Madem öyle bir pet şişeye doldur getir, bizim elemanlara tahlil ettirelim" demişti. 2.5 litrelik bir kola şişesine su doldurup götürmüştüm. Büro her zamanki gibi kalabalıktı. Hatta o gün, çok sevdiğim ortaokul öğretmenim Ahmet Yıldız da orada idi. Aradan bir zaman geçmişti. Bir gün büronun önünden geçerken Saim Amca çağırdı: -Senin suyu inceledik. Halis muhlis Bursa Belediyesi şebeke suyu. Ama asıl seni niçin çağırdım? Senin pet şişeyi diğer boş şişelerle beraber kullanmışız. Bize hakkın geçti. Parasını verelim. Çok etkilenmiştim: -Lafı mı olur Saim Amca, ne olacak bir şişenin parasından. -Hak haktır oğlum, azı çoğu olmaz. Ben sana söylemek zorundayım. Dedim ki: -Bak Saim Amca! Hani soruyordun da Ahmet öğretmenimi niçin çok sevdiğimi. Anlatayım. Ahmet Bey benim ortaokulda üç yıl boyunca Fen ve İngilizce derslerime girmişti. Bizim ilçemize geldiğinde 21 yaşındaydı. Onun bize kazandırdıkları anlatmakla bitmez. Sadece bir tanesini söyleyeyim. Orta üçteydik. İngilizce dersiydi. Deftere günün konusunu yazacaktı. Masanın üzerinde bir tükenmez kalem vardı. Eline aldı. Tam yazacakken sınıf başkanına sordu: -Mutlu! Bu kalem kimin? -Hocam, bu kalemi sınıfta bulduk. Hayırdır hocam? -Arkadaşlar kul hakkı denilen bir şey var. Bu kalemin sahibini tanımadığım için malını izinsiz kullanma ve onunla helalleşme imkânımız yok. Buna bazılarınız çok küçük bir şey diyebilir. Bakın size küçük bir örnek vereyim. Hazreti Ömer halife iken yanına kendi özel işi için bir arkadaşı geliyor. Odanın içi karanlık olduğu için odada mum yanmaktadır. Gelen kişi selam veriyor. Hazreti Ömer, onu görünce, onun devlet işi için gelmediğini anladığından dolayı, selamı almadan, çekmecesinden başka bir mum çıkarıp yakıyor. Diğer mumu söndürüyor. Daha sonra selamı alıyor. Sebebini soran arkadaşına da diyor ki: "-Sen şu an devletin işi için burada olmadığından dolayı seninle konuşurken devletin mumunu kullanmak istemedim. Çünkü bu bir haktır!" Hocamızın bu açıklamasını hiç unutamadım. Ondan sonra küçük şeylerin de aslında hak olabileceğini daha iyi anlamış olduk. Çünkü biz bugüne kadar ne evlerimizde ne de diğer toplandığımız yerlerde böyle bir açıklama duymamıştık. Bende ve okuttuğu öğrencilerinde o öğretmenimizin böyle nice unutulmaz hatıraları vardır... Ramazan Günhan-Bursa > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00