"Hani dalga geçmeyecektiniz?.."

A -
A +

Askerimin utanıp yüzünün kızarması beni de mahcup etmişti. Hele "çok mu dikkat çekiyor komutanım" demesi yok mu, beni iyice meraklandırmıştı. Dedim ki kendisine: -Dikkat çektiğini düşündüğün şey her ne ise bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa diğer arkadaşlarınla kaynaşamıyor oluşun. -Komutanım hepsini çok seviyorum. İyi arkadaşlar. Ancak ben... -Evet sen... Çekinme söyle haydi... Laf ağzına geliyor, yutkunuyor, söylemekten çekiniyordu. İyi de neden korkuyordu? Neden çekiniyordu? Onu rahatlatmam lazımdı. Dedim ki kendisine: -Bak burada iki kişiyiz. Bir sen varsın, bir de ben... komutanın olarak çekiniyorsan bir ağabey bir kardeş gibi görüşebiliriz. Şunu da söyleyeyim, belki anlattıkların benim aklıma mantığıma da ters gelebilir. Hatta askerliğin kurallarıyla da uyuşmayabilir... Eğer böyle bir durumun var da çekiniyorsan, sana söz veriyorum bu konuşmaları konuşmamış sayarız... Yeter ki ben bu meraktan kurtulayım. -Yok aslında komutanım ama... -Bak sana şeref sözü veriyorum. Bu konuyla ilgili seni ne kimseye afişe edeceğim, ne hakkında bir işlem yapacağım. -Sağ olun komutanım. -Bak bana inanıyorsan o zaman rahat ol. Ve seni sıkıntıya sokan bu hali benimle paylaş. Paylaş ki ben de askerimin rahatladığını görüp rahat edeyim. Yani sendeki bu sıkıntıyı öğrenmem lazım... Askerim biraz rahatlamıştı. Kararsızlığı devam ediyordu ama konuşmaya hazırlandığını da fark etmiştim. Beklemeye başladım. Yutkunarak konuşmaya başladı: -Komutanım bak şeref sözü verdiniz. -Şeref sözü... -Beni delilikle suçlamayacaksınız. -Suçlamayacağım... -Hakkımda soruşturma falan açmayacaksınız. -Sana şeref sözü aslanım... Bu konuştuklarımız burada kalacak... -Komutanım, ben birkaç zamandan beri gizli ilimler diye tabir edilen metafizik âlemle haşır neşir olmaya başladım. Tüylerim diken diken oldu birden. Ne yalan söyleyeyim ürperdim. O ana kadar öyle bir ürperti almamıştım. Ya da askerim şimdiye kadar öyle bakmamıştı. -Ee evet, dedim... Ama bir anda odada ortam değişmişti. Sanki askerim de odaklanmaya başlamıştı... Dedi ki: -Bende bu hal yaklaşık sekiz seneden beri var... Karşımdaki insanın aklından geçenleri okuyorum... -Nasıl yani? -Yani odaklandığım zaman o kimsenin o an ne düşündüğünü dahi anlıyorum... Daha enteresanı o kimsede var olan rahatsızlığı hissediyorum. Sonra o kimse fark etsin veya etmesin o rahatsızlık sanki bir süngerin sıkılıp da suyu aktığı gibi o kimseden bana geçiyor... -Eee? -O kişi farkında bile olmadan rahatsızlığından kurtuluyor... Allah'ım bu asker neler söylüyordu böyle? (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.